SAMİMİYET MESAFELERE BAĞLI OLSAYDI GÜNEŞE EN YAKIN ZİRVELER BUZ TUTMAZDI

(Toplumsal İlişkiler 1853)

فَاَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّٖينِ حَنٖيفاً فِطْرَتَ اللّٰهِ الَّتٖي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَاؕ لَا تَبْدٖيلَ لِخَلْقِ اللّٰهِؕ ذٰلِكَ الدّٖينُ الْقَيِّمُ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ 

“Artık sen, batıl olan her şeyden uzaklaşarak, yönünü tam bir samimiyetle hak olan dine çevir ki, O insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaratışı, yani dini değiştirilemez. İşte budur dosdoğru din. Fakat insanların çoğu bu gerçeği bilmezler.” (Rum/30)

 Bir sosyal medya paylaşımında; “samimiyet mesafelere bağlı olsaydı, güneşe en yakın zirveler, buz tutmazdı” denilmesi, içtenliğin mekansal bir ölçeğe tabi tutulamayacağını gösterir. Zira karlar ve buzullar, yazın en sıcak günlerinde dahi dağların zirvelerinde bulunur.

          Her şey bir yanıyla güzeldir ama samimiyet büsbütün. İçten, doğal ve yalın olarak kalabilmek, fıtratını koruyabilmek ne güzel şey öyle. İnsanın özü ve mayası samimiyettedir.

Şahsen tüm ilişkilerde samimiyeti birinci sıraya koyarım. Bir şeyde içtenlik yoksa ondan hayır beklemeyiniz. Dinin özünde de bu samimiyet vardır. “Eddinü’n nasihatü” din nasihattır hadisindeki nasihat kelimesi de samimiyettir aslında.

          Samuel Beckett; “ hepimiz deli doğarız. Bazılarımız hep öyle kalır” derken vurgulamaya çalıştığı insanın doğuştan getirdiği fıtratını zamanla bozduğudur. Çünkü düzenler zamanla insanı kendisiyle uyumlu hale getirir. O çocukluktan gelen saf, arı, duru tertemiz hali zamanla bozulur.

          Maalesef insanların çok azı o temiz fıtratını, doğuştan gelen o deliliğini korur. Kolay değil deliliğini koruması insanın. Bir deli; “kolay değil öyle delilik, ben yıllarımı verdim” der. Her şey bir yanıyla da olsa güzeldir, lakin samimiyet, bir başka ifadeyle içtenlik büsbütün güzel değil midir dostlar? Saf berrak arı duru olma hali her insanın dikkatini çekmede pek mahirdir. 

          Hz. Mevlana; “gönül aynan saf olmadıkça çirkini güzelden ayıramazsın” derken ne anlatmak ister acaba?Gönül aynası nasıl saf olur? Samimi, iyi niyetli, kalp temizliği yaparak değil mi? Gönlü geniş ruhu gezgin olmakla değil mi?

          Hz. Mevlana Allah ona rahmet etsin ne güzel demiş; “uzaklık dediğin de nedir ki ey sevgili? Biz Yaradan’ı görmeden sevmedik mi?” Sevgi budur işte dostlar! Görmeden, eleştirmeden, tam bir bağlılıkla İsmail’i kurban oluş, İbrahim’i adayışla kendini Allah’a teslim etme, Müslüman olma eyleminin adıdır Yaradan’a bu gönülden bağlanış ve O’nu seviş.

         Sevgide uzaklık diye bir mefhum yok. Sevgi ırağı yakin eder. Sevgi birleştirir, kaynaştırır ve en önemlisi ihya eder. Gönüllerin birbirine ısınmasına zemin hazırlar. Muhabbeti koyulaştırır. Aşk olursa meşk de olur. Bahaneler üretilmez artık, sevgi iklimi oluşturmak için öyle ıvır zıvır işlere.

         İhsan makamındadır insan bu noktada; “Allah’ı görüyormuşçasına ibadet eder,” her ne kadar Allah’ı görmese bile. Sevgi samimiyet, içtenlik ve bir işi severek yapma eylemi değil midir? İçinde zerre riya, gösteriş ve menfaat yoktur. Yaradan’ı sevmek de işte böyle bir duygu. İhlas suresinde Allah inancının güçlü bir şekilde vurgulanması, yine aynı samimiyet, içtenlik duygularının vurgulanmasından başka bir şey değildir.

Şemsettin ÖZKAN
23.07.2025 KONYA

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir