( Toplumsal İlişkiler 17)
ÇOCUKLAR İÇİN ÖZEL
Aynalar türlü türlüdür. Yüzünü görmek isteyen
CAMA, özünü görmek isteyen CANA bakar.
(Mevlana)
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪يمٍۘ (Tin suresi, 4. Ayeti)
“Gerçekten biz insanı en güzel biçimde yarattık.”
Sevgili çocuklar, merhaba! Sizinle beraber olmak ne güzel! Siz güzelsiniz, biz de güzel olmalıyız. Hayata güzel bakmalıyız. Olumlu yaşama sanatını öğrenmeliyiz. Güçlendirici ruhsal enerjileri bir paratoner gibi üzerimize çekmeliyiz. Pozitif enerjiler yaymalıyız. Karşılık beklemeden karşılıksız sevgiler vermeliyiz. İçimizde hep ama hep büyütmeliyiz o gülleri.
Aslında bu potansiyel, bizde mevcut… Dünyanın en iyi pozitif mekânlarından Konya’da yaşıyoruz. Mevlana’nın diyarında iskân ediyoruz. Sevginin merkezindeyiz. Olumlu gruplara, çevremizdeki pozitif insanlara dua, yardım, paylaşma, selamlaşma, hediyeleşme, saygı ve sevgilerimizle manevi, olumlu pozitif enerji sağlamalıyız. Unutmayalım ki maddede zıtlıklar birleşirken, ruhlarda ise benzerlikler yakınlaşır. Maddenin pozitif yükü negatif yükünü çeker, aynı yükler birbirini iter. Oysa ruhsal pozitif enerjiler, ruhsal negatif enerjiyi iter. Ruhsal olarak benzeşemezsek ya birbirimizden uzaklaşırız ya da dönüşerek birbirimizi kopyalarız.
Sevgili peygamberimiz “Kişi kardeşi için hayırla dua ettiğinde, görevli bir meleğin; “amin kardeşin için istediğinin bir misli de sana verilsin” dediğini bildirir. İyilik öyle bir şey ki, kaynağından sürekli beslenen bir ışık gibi yansıdıkça şiddetlenir, ruhsal olduğu için bölünse bile azalmaz, bölünmesi demek çoğalması demektir. İşte bu yansıma ve kopyalamayı peygamberimizin hadisinde geçen melekler temsil ediyor. Eğer unutur da bir gün negatif enerji yayarsanız örneğin lanet ederseniz, beddua ederseniz, sistemi olumsuz yönde kullandığınız için lanetinizin ilk düşmanının kendiniz olması muhtemeldir.
Bakış açılarımızı olumlu yönde kullanmalıyız. Sevgili peygamberimiz ve arkadaşları bir gün yolda giderken bir köpek ölüsüne rastlarlar. Herkes burnunu tutarak “öf ne pis kokuyor!” derken peygamberimiz : “Ama hayvancağızın ne güzel dişleri varmış” diyerek olumlu enerji yayar.
Sevgili Çocuklar!
Büyük ağaçlarla dolu ormanda bir kaplumbağa kendi halinde yaşarmış, şartlar ne olursa olsun mutlu olmanın yolunu bulurmuş. Hayata iyi yönlerden pozitif bakarak bunu başarır, başına ne gelirse gelsin onda iyi bir taraf bulabiliyormuş.
Havanın sıcak olduğu bir gün, ormanda gezintiye çıkmış. Şarkılar söyleyerek dolaşırken susamış su aramaya koyulmuş ama nafile bir damla su bulamamış. Üstüne üstlük “güneş ne güzel parıldıyor hava sıcacık. Bunun sonu yağmur” diyerek kendisine teselli vermiş. Hiç moralini bozmadan kabuğuna çekilmiş. Bir yandan da “bu sıcağı veren Rabbim elbet serinliği de verecektir inşallah” deyip beklemeye başlamış. Gerçekten de biraz zaman geçtikten sonra bereketli bir yağmur yağmış. Her tarafta küçük gölcükler oluşmuş.
İyimser kaplumbağa yağmur dinince kafasını kabuğundan çıkarmış ve “Ey büyük Allah’ım! Bize her şeyin güzel tarafını görebilmeyi öğret. Sen ki yaratıklarını darda koymazsın” deyip suyunu doya doya içmiş. Sonra güneş yeniden çıkınca kaplumbağa yola koyulmuş, yol da giderken kara kara düşünen bir tilki görmüş. Tilkiye:
- Hayrola tilki kardeş neden böyle düşüncelisin diye sormuş.
Tilki:
- Neden düşünmeyeyim kaplumbağa kardeş, biraz önce hava güzeldi kuzenim beni yemeğe davet etmişti. Tam gidecektim ki, yağmur yağmaya başladı. Bu yüzden ben de aç kaldım, demiş.
Bunun üzerine kaplumbağa:
- Bak tilki kardeş. Olayı bir de şöyle düşün. Biraz önce hava çok sıcaktı. Ortalarda bir damla su yoktu. Eğer o şikayet ettiğin yağmur yağmasaydı, bırak yemek yemeyi yaşayacağın bir orman bile bulamazdın. Diyelim ki kuzeninde karnını doyurdun. Onu hazmetmek için suyu nereden bulacaktın?
Deyince, tilki öylece donup kalmış. Sonra kaplumbağaya:
- Ben bunu hiç böyle düşünmemiştim. Sen haklısın galiba. Her şerde bir hayır, her olayda iyi bir yön vardır. Önemli olan olaylara iyi tarafından bir bakabilmek,
Deyip, kaplumbağaya teşekkür ederek oradan uzaklaşmış. Tilkinin ikna olduğunu gören kaplumbağa çok mutlu olmuş.
Bizi çok üzecek şeylerde bile, iyi bir yön mutlaka vardır. Önemli olan onlara kötümser olarak değil, iyimser olarak bakabilmektir.
İşte böyle sevgili çocuklar! Edison da üzerinde çalıştığı elektrik ampulün içine koyacağı tel için 200’den fazla maddeyi denediğinde “200 başarısız deney yaptın vazgeç” diyenlere şöyle demişti:
“- Hiçte değil! Ben 200 maddenin ampul teli olarak kullanılamayacağını keşfettim. Yakında ampulü ışıklandıracak teli de bulacağım.”
Rabbimizin mükemmel yarattığı insan, olumlu pozitif olduğu sürece güzeldir. O içtiği suya bile “oh ne güzel suymuş,” dediğinde suyun üzerindeki kristaller güzel bir şekil alıyor. Bunun zıddını söylediğinde ise kristaller bozuluyor. İnsanı insan yapan aşkıdır. Şeytanı da şeytan yapan aşksızlığıdır. Çekememezliğidir, hasetliği ve fesatlığıdır, hâsılı her şeye olumsuz bakmasıdır. Hz. Mevlana’nın dediği gibi cama değil, öze bakmak lazımdır.
Şemsettin ÖZKAN
23.01.2020 KONYA
Ey Hz. İnsan, negatif bir zihinle pozitif bir hayat yaşayamazsın, yaşayamazsın, yaaaşaaayaamaazzsııınnnn….