ÖĞRETMEN HELAL İKİNİN HARAM ÜÇ LİRADAN BÜYÜK OLDUĞUNU ÖĞRETENDİR

(Toplumsal İlişkiler 185)


يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَأْكُلُٓوا اَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ اِلَّٓا اَنْ تَكُونَ تِجَارَةً عَنْ تَرَاضٍ مِنْكُمْ وَلَا تَقْتُلُٓوا اَنْفُسَكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِكُمْ رَح۪يماً
Ey iman edenler! Birbirinizin mallarını haksız yollarla yemeyin; ancak, karşılıklı anlaşmaya dayalı bir alışveriş, yahut hediye, miras, vasiyet, sadaka, mehir, tazminat gibi meşrû yollarla elde ettiğiniz kazançlar hariç. Bununla birlikte, ilk bakışta karşılıklı anlaşmaya dayalı bir alışveriş gibi görünen, fakat aslında, bir tarafın bilgisizliği, tecrübesizliği yahut çâresizliği sebebiyle aldatıldığı, açıkça zarara uğratıldığı ticârî ve hukukî işlemler de haksız kazanç kapsamına girer. Çünkü bir kişinin kendisine yapılan haksızlığı kabullenmesi, bunu zulüm olmaktan çıkarmaz. Bir de, haksız yere birbirinizin canına veya intihar ederek kendi canınıza kıymayın! Doğrusu Allah, size karşı son derece şefkatli ve merhametlidir. Siz de O’nun merhametine lâyık olmaya çalışın.
(Nisa/29)

Bilge kral merhum Aliya İzzetbegoviç “yeryüzünün öğretmeni olmak için, gökyüzünün öğrencisi olmak gerekir,” derken ne anlatır bize? Merhum başbakanlardan Prof. Dr. Necmettin Erbakan;“iki kere ikinin dört ettiğini her öğretmen öğretebilir. Ancak helal ikinin haram üç liradan büyük olduğunu ancak şuurlu öğretmenler öğretebilir,” derken nasıl bir öğretmen profili çizer?

Hele hele sevgili Peygamberimizin muallim, öğretmen oluşuna vurgu yapmasına hangi pencereden bakacağız? Bu kutsal mesleğin en enterasan yanı insana insan olmayı yani adam olmayı öğretmesi değil midir? Bir kere en iyi bilgileri ve insan olmanın tüm özelliklerini insani meziyetlerin doruk noktasında gezinen Peygamberler vermeyecek de kimler verecek? Bilakis son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v) bu konuda en iyi donanıma sahip biri değil midir? Kalem suresi 4. ayet bize onun ahlaklı biri olarak mükemmel bir karaktere sahip olduğunu söylemiyor mu? En iyi bilgiyi o öğretmedi mi?

Bir gün evinden çıkıp mescide giden Hz. Peygamber (s.a.s.), orada halka olmuş iki toplulukla karşılaşmıştı. Bunların birinde Kur’an okuyorlar ve Allah’a dua ediyorlardı, diğerinde ise ilim öğreniyor ve öğretiyorlardı. Sevgi ve rahmet dolu bakışlarıyla onlara ilgi gösteren Resûl-i Ekrem: “Her biri hayır üzeredir. Şunlar Kur’an okuyor ve Allah’a dua ediyorlar; Allah dilerse onlara verir, dilerse vermez. Bunlar ise ilim öğreniyor ve ilim öğretiyorlar. Ben de muallim olarak gönderildim.” buyurdu ve onların halkasına katıldı. (İM229 İbn Mâce, Sünnet, 17; DM357 Dârimî, Mukaddime, 32) Diğer bir rivayette de Resûl-i Ekrem Hz. Âişe’ye: “…Allah beni sıkıntı verip zorlaştırıcı olarak göndermedi. Beni ancak kolaylaştırıcı bir öğretmen olarak gönderdi.” (M3690 Müslim, Talâk, 29) buyurarak, kendisini eğitici ve öğretici olarak tarif etmişti.

Öğretmen olmak öyle dışardan bakıldığı gibi kolay değildir. Bu işin içine girenler bilir onun zorluğunu. Önce Allah ve Peygamber sevgisi olmalı bir öğretmende. Sonra öğreteceği çocukları ve mesleğini sevmek zorundadır. Bakınız sevmelidir demiyorum sevmek zorundadır. Bilgiyle donanımlı olmalı ve kendini güncellemelidir. Hoşgörü ve tevazu tavan yapmalıdır öğretmende. Ahlak her zaman en önde olmalıdır. Ahlaksız bir insan asla öğretmen olamaz.

Pedagojik yönden de ideal bir öğretmen şöyle olmalıdır:

Öğretmen sahip olduğu bilgi muhtevasını öğrencilere aktarmanın, mesleğini icra etmenin yanısıra öğrencileri kişiliğiyle de etkilemektedir. Öğretmen dersi işlemesindeki etkililiğinin yanında öğrencilerce olumlu veya olumsuz tutum ve davranışlarıyla da değerlendirilmektedir. Öğrenciler kısa bir zaman zarfında öğretmenlerinin neye nasıl tepki vereceğini,nasıl bir kişiliği olduğunu çözümlerler.

Öğrenciler, öğretmenlerinin gönderdikleri sözsüz iletilere çok duyarlıdırlar. Adale gerilmelerini, dudak kenarlarındaki gergin çizgileri, tümüyle beden dilini okumasını hemen öğrenirler. Bu sözsüz iletiler sözlü iletilerle çelişiyorsa, öğrencilerin aklı karışır ya da sözsüz iletilere inanır ve bununla ters düşen sözlü iletileri yapmacık kabul ederler.

Sınıfta öğretmenle öğrenci arasındaki ilişkiler, öğrenmenin ve eğitimin temelini teşkil eder. Söz ve eyleme dayalı bu iliş- kiler iyi ise, sınıfta olumlu bir öğrenme atmosferi oluşur; iliş- kiler kötü ise, sınıfın öğrenme atmosferi giderek bozulur ve eğitim amacına ulaşmaz . O hâlde sınıftaki eğitici ortamın büyük ölçüde öğretmenin davranışlarına bağlı olduğu söylenebilir.

Öğretmen davranışlarının niteliklerini inceleyen birçok çalışma vardır. Öğretmen davranışları özelliklerine göre temel olarak iki yönde ele alınmaktadır. Birinci yöndeki davranışlar öğrencide sevgi, saygı ve yaklaşma yaratırken, ikinci yöndeki davranışlar ise endişe, korku ve uzaklaşma yaratır. Dolayısıyla birinci türdekiler demokratik, ikinci türdekiler otokratik bir öğretmenin davranışları olarak nitelendirilmektedir. Bu sınıflandırmaya göre ideal bir öğretmen demokratik öğretmen tanımı içine girmektedir.

Smith iyi ve kötü öğretmeni şu şekilde tanımlamaktadır;

İyi bir öğretmen;

Daima üzüntü ve gerginlikleri hisseder ve bu durumu en asgari düzeye indirger,

Öğrencilerin ayrı ayrı bireyler olduklarını ve her birinin bireysel ilgiye ihtiyaçları olduğunu bilir ve kendilerini iyi hissetmelerini sağlar,

Çalışma hayatına ve görev anlayışına kuvvetle inanır fakat bunu menfi bir baskı ile yapmaz,

Öğrenciler ve ailelerini olumlu bir şekilde yönlendirir ve ortak çalışma gereğini kabul eder,

Sert davranmaktan kaçınır,

Eleştirmekten ziyade ödüllendirmeye önem verir,

Öğrencilerin, isteklerini, yeteneklerini ve kişiliklerini bilir,

Sonuçları, değişken ve ilginç olarak görür,

Geniş kapsamlı müfredatı temel becerileri geliştirmek için en iyi yol olarak görür,

Öğrenim deneyimleri için merak ve yaratıcılığı anahtar kavram olarak görür,

İçerik ve öğrencilere uyum sağlamak için öğretim faaliyetlerini çeşitlendirir.

Böyle bir öğretmen tarafından yönetilen sınıf canlı, ilginç ve başarılı öğrencilerle dolu olacaktır. Az bir stres ve küçük bir gerginlik olacaktır. Buna karşın birçok grup iş birliği ve tolerans olacaktır. Öğrenciler öğrenmek için istekli olacak ve ona göre davranacaklardır. Ayrıca hepsi kendilerine güvenilen, kendi kendilerini disipline etmiş ve kendine güvenli öğrenciler olacaklardır.

Son söz iyi öğretmen asla din ile bilimi çatıştırmaz, dinin erdemli insan yetiştirme idealinden ve bilimin yenilikçi ideallerinden yararlanır. Dine düşman olmaz. Taassuba kaçmaz. Bulunduğu çağı iyi okur. Hak ve adalet ölçülerinden asla taviz vermez.

Şemsettin ÖZKAN

05.12.2020 KONYA

KAYNAKLAR

1- kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-diyanethaber.com (42.11.2018 tarihli “En Güzel Öğretmen Hz. Muhammed (s.a.v)” yazı)

4-Şaban Çetin İdeal Öğretmen Üzerine Bir Araştırma adlı yazısı, (eski tarihli bir yazı Gazi Ün. Mesleki Eğt. Fakültesi Araştırma görevlisi)

ÖĞRETMEN HELAL İKİNİN HARAM ÜÇ LİRADAN BÜYÜK OLDUĞUNU ÖĞRETENDİR” için 1 yorum

  1. Öğretmenlikte de usta çırak ilişkisi vardır. Öğretmenlerin öğretmenlerine de çok iş düşüyor. Kuş yuvada gördüğünü yapar misali

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir