(Toplumsal İlişkiler 992)
وَيَخِرُّونَ لِلْاَذْقَانِ يَبْكُونَ وَيَزٖيدُهُمْ خُشُوعاً
“Ve Allah’ın ayetlerini dinledikçe, O’na karşı saygı ve duyarlıkları zirveye ulaşır, gözyaşları içinde yeniden yüzüstü secdeye kapanmaktan kendilerini alamazlar!” (İsra/109)
Şekle şemaile takılıp kalmak ne kötü şey. Özü, aslı anlamaktan yoksun kalmak, meseleyi kavrayamamak ne üzücü bir olay. Hz. Mevlana’nın; “nice kişiler surette kaldı, özü göremedi. Göz aslında bir yağdır, gönülle birleşirse nur olur. Sen gözü gönülle destekle de nuru gör sureti aş” sözü tam da bu minvalde söylenmiş bir ifadedir.
Surette takılıp kalmak putperestliğe işarettir. Tehlikeli ve sinir bozucudur. Şekilci insan ruhu diskalifiye ediyor demektir, manayı atlıyor demektir. Anlamın içini boşaltıyor demektir. Bu yüzden İmam-ı Rabbani’nin dediği gibidir aslında şekilcilik; “cevizi kırıp özüne ulaşamayan, cevizin tamamını kabuk zanneder.”
Divan edebiyatımızın ünlü şairi Nabi’nin çok hoşuma giden bir beyti var, diyor ki;
Leb zikirde amma ki gönül fikr-i cihanda
Kaldı arada sübha-i mercan mütereddid
(Yani: Bizim dudaklarımız zikr-i Hak’la meşgul iken fikrimiz dünya işleriyle alakalı bulunursa, eldeki mercan tesbih tereddütte kalır.)
Gerçekten de insanoğlu hayatı boyunca hep kendini kandırmakla geçirir. Sanır ki sadece takke tesbihi ve abdesti alınca namaz tamam oluyor. Kabe’yi görünce, etrafında dönünce hac tamam oluyor. Mideyi sabahtan akşama aç tutmakla oruç tutulmuş oluyor. Göstere göstere zekat verince zekat verilmiş oluyor. Ömrü böyle hep sanmakla geçiyor. Hayatı manayı atlayan, şekli önceleyen bir tarzda geçiyor. Görüntüler dünyasında dünya denilen bir hayalin peşinden koşarak geçiyor çok uzak, çok yakın şu ömrümüz.
Şemsettin ÖZKAN
14.03.2023 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-pixabay.com