(Toplumsal İlişkiler 513)
وَمَٓا اُبَرِّئُ نَفْسٖيۚ اِنَّ النَّفْسَ لَاَمَّارَةٌ بِالسُّٓوءِ اِلَّا مَا رَحِمَ رَبّٖيؕ اِنَّ رَبّٖي غَفُورٌ رَحٖيمٌ
“Gerçi ben, bu sözlerle kendimi temize çıkarıyor değilim. Eğer günahlardan uzak durabildiysem, bu ancak Rabb’imin lütuf ve inâyeti sayesinde olmuştur.Rabb’imin yardımı olmasaydı, şeytanın ayartmaları karşısında kim günaha düşmekten kurtulabilirdi? Çünkü arzu ve ihtirâslar, insanı dâima kötülüğe çağırır; ancak Rabb’imin rahmet edip esirgemesi hâriç. Bununla beraber, arzu ve heveslerine yenik düşerek günah işleyenler ümitsizliğe kapılmasınlar, tövbe edip Rabb’imin merhametine sığınsınlar.
Şüphesiz Rabb’im çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” (Yusuf/53)
Nefis, nefs-i emmare yani insana kötülüğü emreden nefis. İnsan düşmanını hep dışarıda arar durur. Halbuki o içeridedir. Öz be öz insanın kendinden kaynaklanır kötülükler ve düşmanlıklar gelin görün ki, bir türlü anlayamaz zavallı insanoğlu bu durumunu.
Cengiz Numanoğlu’nun “Nefsimmiş Meğer” adında harika bir şiiri var, gelin bu şiire kulak verelim ve bu nefis nemelem bir şeymiş anlamaya çalışalım:
Yıllardır
kendimi, güyâ tanırdım;
Sanık ben, yargıç ben, hep
aklanırdım.
Şeytanı, en büyük düşman sanırdım;
Ondan
da beteri.. Nefsimmiş meğer…
Gönlümü,
hevâya kaptıran oymuş,
Şuûru şehvete saptıran
oymuş,
Tutkuları, putlar yaptıran oymuş,
En sinsi
düşmanım.. Nefsimmiş meğer…
Övgü
dolu sözlerine kanmışım;
”Kalbin temiz” demiş, gerçek
sanmışım.
Hakk’ı ancak, zor günümde anmışım,
İçimdeki
nankör.. Nefsimmiş meğer…
Öyle
sevdirmiş ki,dünyayı bana;
Saraylar kurmuşum, üç günlük
cana.
Hevâ heves denen, çöplükten yana
Beni
sürükleyen.. Nefsimmiş meğer…
Meyhâne
meyhâne, hayâl kurmuşum,
Çamurlu yollarda, yalpa
vurmuşum,
Adresi hep, münâfıktan sormuşum;
Koynumdaki
yılan.. Nefsimmiş meğer…
Dalmışım..
Her akşam cümbüşle meşke,
Kalmamış dilimde, riyâdan
başka.
Bir kadehlik, ömrü olan bir aşka;
Beni kul
eyleyen.. Nefsimmiş meğer…
Tutkuya
döndükçe, giyim markası,
Yerde paspas olmuş, hayâ
hırkası.
Kuşatmış kaleyi, şeytan fırkası;
İçindeki
casus.. Nefsimmiş meğer…
Ne
kadar soyarsa, insan bedeni;
O kadar olurmuş, güyâ medenî.
Bu
afyonu, bir çağdaşlık nedeni,
Diyerek yutturan.. Nefsimmiş
meğer…
İkbâl
korkusuyla, kıstırmış beni,
Kur’ân kapısına, küstürmüş
beni,
Zulüm karşısında, susturmuş beni;
Nefsimin
zâlimi.. Nefsimmiş meğer…
Namaza,
”Bayramlık” fetvâsı veren,
Kullukta, ”Mevlid”i yeterli
gören,
Farz dururken, nâfileyi gösteren;
Dalâlet
rehberi.. Nefsimmiş meğer…
Ağzım
bağlı, güya oruç tutmuşum,
Haramları, gözlerimle
yutmuşum.
Seher vakti, yorgan döşek yatmışım;
Secdeye
musallat.. Nefsimmiş meğer…
Bağ
bahçede, hasat vakti gelince;
Hesaplar yapmışım, inceden
ince,
Lâkin, Allah için zekât denince;
Elimi bağlayan..
Nefsimmiş meğer…
Vermişim,
”Ne cömert” desinler diye;
Üç beş çürük çarık, güyâ
hediye.
Arkasından, dilenmişim medhiye;
Bu alkış
delisi.. Nefsimmiş meğer…
Komşuda
katık yok, ben tok yatmışım,
”Tembel” demiş, gıyâbında
çatmışım,
Şevkât dersi vermiş, nutuk atmışım;
Bu
sahtekâr maske.. Nefsimmiş meğer…
Kur’ân
ehli görmüş, küçümsemişim,
Üstelik cür’etle ”Yobaz”
demişim.
Nice kul hakkını, böyle yemişim;
Oysa gerçek
yobaz.. Nefsimmiş meğer…
Şemsettin ÖZKAN 12.11.2021 DOĞANŞEHİR KAYNAKLAR 1-kuran.diyanet.gov.tr 2-kuranmeali.com 3-antoloji.com