KİŞİSEL GELİŞİM 3

HAYATI ÖĞRENME SANATI

      Sözlükte yaşam, dirim, doğumdan ölüme kadar geçen süre, ömür, hayat biçimi içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı, geçim şartlarının bütünü, canlılığı gösteren hareket, kaynaşma, yazgı, kader, canlı varlık, yaşamayı sağlayan şartların bütünü, bir kimsenin tarihi, biyografisi, hayat öyküsü, hayat hikâyesi, genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa, avlu, balkon ve sundurma gibi anlamlara gelen hayat, biyolojik açıdan, kimyasal reaksiyonlar veya bir dönüşümle sonuçlanan başka olaylar gibi bazı biyolojik süreçler gösteren organizmaların bir özelliği olarak karşımıza çıkıyor.         

            Hayat hep yaşanır durur, tekrarı yoktur bazı şeylerin. Esas sorun yaşlanmak değil, inanın dostlar! Yaşlanırken unuttuklarımız. Yaşı değildir insana hayatı öğreten, yaşadıklarıdır.

       Sevdiği olmalı insanın annesi gibi, eski ahşap pencereye hayat veren çiçek gibi… Hayat nefestir aldığın kadar, hayat kafestir kaldığın kadar, hayat bir hevestir yaşadığın kadar. Hayat silgi kullanmadan resim yapma sanatıdır. Elbette bu resimde yanlış fırça darbeleri de olacaktır, ama asıl olan bu resme bir bütün olarak bakabilmektir. Dostoyevski “Hayatta hep mutlu olacaksam, hayalini kuracak neyim kalır” der.

       Asla mutluluğa giden bir yol yoktur, çünkü mutluluğun kendisi yoldur. Bir şey vermiyorsan bu hayatta, bir şey alamazsın. Mutluluk bir ömür değil, bir anlıktır. Çok uzak değil, aslında iki adımlıktır. Hayatın hamallığı değil, tadına varmaktır. Çok değil, seksen öncesi nice mutlu insanlar bilirdim memleketime dair… Bunlar sadece ne iseler o oldukları için mutluydular. Yaraya merhem olan o insanları kaybettik.  

       Yaşlılık ne saçın ağarması, ne de belin bükülmesidir. Amacı olmayan ve umudu biten herkes yaşlıdır. İyi insan olamazsan bu hayatta iyilik de bulamazsın. Gönlü geniş ruhu engin insanları sevin, vefalı, kusur kapatanları, kendi gibi davrananları ve başkası olmayanları…  Çünkü onlardan çok kalmadı. Senelerle değil, dostlarla sayınız yaşınızı. Gözyaşlarınızla değil, gülüşlerinizle sayın hayatınızı.

      Akşam olur gün eskir aylar geçer yıllar eskir. Ama eskimeyen birkaç şey kalır şu hayatta. Biri yarın, biri umut biri sevgidir. Yarınlarınıza hep umut ve sevgi ekin olmaz mı? Güzellikler sarsın her bir yanınızı olmaz mı?                         

Üstat N. F. Kısakürek bir şiirinde şöyle der:                                               

 Hayat mayat diyorlar
Benim gözüm mayat’ta
Hayatın eksiği var
Hayat eksik hayatta

    derken bu hayatın çalışma sistemini kendi hayat felsefesi içinde açıklar ve bu hayattan bir beklentisi olmadığını , olmadığı içinde bu hiçliğe ve boşluğa savaş açar.  Kısacası hayatı kâle almaz. Ona göre hayat eksik özne ve bilinmezdir. Ne olduğu ve nasıl anlamlı hale geleceği meçhuldür. Şair hayat karşısında çaresiz kalması onunla çatışmasına neden olmaktadır. Bu trajik durum şairi hayat karşısında çaresiz bırakması, böyle bir hayat karşısında başkaldırmasına yol açar. Ancak hayat tarafından çepeçevre kuşatılmış şairin ona uymaktan başka yapacak hiçbir şeyi yoktur.                                                     

             Yazımı “Hayatın Anlamı”nı anlatan bir hikâye ile noktalamak istiyorum. Eski zamanlarda yaşayan biri hayatın anlamına takmış kafasını. Aldığı cevaplar onu tatmin etmemiş. Günlerce aylarca köy kasaba şehir ülke dolaşmış cevabını bulamamış. Tam umudunu yitirirken bir dağda oturan bilgenin sorusuna cevap verebileceğini anlatmışlar.  

         Adam zorlu dağı tırmanıp çıkmış bilgenin karşısına. Bilge; “Sorunun cevabını söylerim söylemesine de önce bir imtihandan geçmelisin” demiş. Adam kabul etmiş. Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline içine de zeytinyağı koymuş. “Şimdi bahçeye çıkıp bahçede tur atıp gel. Dikkat et, kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin, eğer bir damla eksilirse kaybedersin” diye de uyarmayı ihmal etmemiş. Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış, “zeytinyağı kaşıkta hiç eksilmemiş, bahçe nasıldı?” diye sorunca adam şaşırıp; “Ama ben zeytinyağından başka bir yere bakmadım ki” deyince bilge: “ şimdi yeniden aynı şekilde kaşıkla bahçeyi dolaşıyorsun ama bahçeyi de inceleyip gel!” demiş. Adam yeniden bahçeye çıkınca, bahçeye bakar bakmaz büyülenmiş adeta. Çünkü bahçe, güzel ne kelime, muhteşemmiş. Geri geldiğinde “bahçe nasıldı?” diyen bilgeye adam “mükemmel, harika bir bahçeymiş” deyince bilge gülümseyerek; “ama kaşıkta yağ kalmamış” demiş ve eklemiş:                                        
“- Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Ya sadece bir noktayı görürsün, hayatın akıp gider, sen farkına varmazsın… Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın, akıp giden zamanın anlam kazanır… Hayatının  anlamı senin bakışlarında gizlidir.”

KİŞİSEL GELİŞİM 3” için 2 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir