(Toplumsal İlişkiler 1002)
يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا يَحِلُّ لَكُمْ اَنْ تَرِثُوا النِّسَٓاءَ كَرْهاًؕ وَلَا تَعْضُلُوهُنَّ لِتَذْهَبُوا بِبَعْضِ مَٓا اٰتَيْتُمُوهُنَّ اِلَّٓا اَنْ يَأْتٖينَ بِفَاحِشَةٍ مُبَيِّنَةٍۚ وَعَاشِرُوهُنَّ بِالْمَعْرُوفِۚ فَاِنْ كَرِهْتُمُوهُنَّ فَعَسٰٓى اَنْ تَكْرَهُوا شَيْـٔاً وَيَجْعَلَ اللّٰهُ فٖيهِ خَيْراً كَثٖيراً
“Ey iman edenler! Kadınlara zorla mirasçı olmaya kalkışmanız
(sizden boşanmak istediği halde, sadece malından yararlanmak için yanınızda tutmanız veya cahiliye alışkanlığıyla; ölen yakınlarınızın dul kalan hanımlarını “miras malı” sayıp, keyfinizce tasarruf etmeye çalışmanız) helâl değildir. Apaçık (şahitli ispatlı olarak) ’çirkin bir hayâsızlık’ yapmadıkları sürece, onlara verdiklerinizin (mehirlerinizin ve hediyelerinizin) bir kısmını giderip (geri almanız) için, onlara baskı yapmanız da (helâl değildir). Onlarla güzellikle ve iyilikle geçinin. (Kadınlarla güzel geçinmeyi, kusurlarını hoş görmeyi ve onlara eziyet ve hakaret etmemeyi Kur’an istemektedir.) Şayet onların (bazı tavırlarından)
hoşlanmazsanız (ve huysuzluk yapıyorlarsa sabredin;) belki bir şey hoşunuza gitmeyebilir ama Allah onda birçok hayır takdir etmiştir (de siz farkına varmamışsınızdır).” (Nisa/19)
Herşeyden önce şunu bir belirleyelim. Kadınlara iyi davranmak, sevgili Peygamberimizin en önemli tavsiyelerinden onun yaşam tarzından biri. “Sizin en hayırlınız kadınlarınıza iyi davrananlarınızdır” buyurmuyor mu kutlu elçimiz.
Şimdi can alıcı soru şu; “kadınları mutlu etmek o kadar zor mu?”Bu soruya verilecek cevap koskocaman HAYIR. Nasıl mı? Şöyle:
*Gerçekten de zor değildir. Siz öncelikle yeter ki, samimi olun.
*Örneğin çiçek almayı unuttum yerine, param yoktu demek onda kendisine değer verdiğini hissettirecek.
*İşten geç döneceğinizde bugün patron mesaiye bıraktı yerine bugün arkadaşlarla beraber oturacağız deyin.
*Şayet arkadaşlarla oturmanıza dudak büküyorlarsa veya kızıyorlarsa, sizinle daha çok zaman geçirmek içindir o söylenme ve sızlanmalar. Yoksa sizin turşunuzu kurmak niyetinde falan değiller aslında.
*Onları mutlu eden sizin aldığınız çiçekler falan değil, duygularınızı somutlaştırıp kalbinizi onların nazik ellerine bırakmanızdır onları mutlu eden. Yani benim varlığımın farkında eşim demek istiyorlar. Bana değer veriyor, benimle ilgileniyor mesajını almak istiyorlar.
*Kalbinizin çiçeklere dönüşmüş halidir onları tebessüm ettiren. Belki de bu yüzden çiçeklerden vazgeçemiyorlar asla. Kalbinize benzetiyorlar kimbilir belki de o çiçekleri onlar. Yoksa toteme, bitkiye, ota, çöpe, çiçeğe tapan bir kadın görmedim ben. Gören bilen varsa söyleyin lütfen bizde bilelim.
*Sahiplenilmeyi seviyorlar, “kendi ayakları üstünde durmak istemeleri” güçlü, kudretli görünme endişelerinden kaynaklanıyor.
*Hesap sorar gibi mesela ‘neredeydin?’ yerine güleryüzle sorsanız eminim tüm gün neler yaptıklarını size anlatırlar. Hem de noktasını virgülünü atlamadan.
*Kendilerinin dinlenilmesine bayılır kadınlar. Evlenmeden önce pür dikkat dinlenilen o kadınlar, evlendikten sonra dinlenilmemesini hazmedemiyorlar. Kendilerine değer verilip dinlenilmesi onları sonsuz bir huzura eriştiriyor. Sanki Nirvanaya ulaşıyorlar gibiler enterasan bir şekilde. Sorunlarını çözmene bakmıyorlar sadece insan yerine gerçekten sevgilisi, eşi, arkadaşı olduklarını hissetmek istiyorlar ve bundan da derin bir haz alıyorlar. Küçük not; “sıkıldığınızı asla belli etmeyiniz. Yaşlı, genç kim olursa olsun.” Kadınlar kendilerine değer veren erkekleri yere göğe sığdıramazlar neredeyse belediye hoparlöründen onu anons yapacak hale gelirler.
*Bir bakıma minicik kızlara benzerler ellerinde elma şekeri, saçlarında kırmızı kurdelaları ile nazlanarak koşuşturan.
* En önemlisi anadır onlar. Sadece çocuk doğurmazlar aslında toplumu doğururlar evi nizama sokarlar, geleceğe yön verirler bu yüzden hep bir adım öteden giderler.
Sözün kısası Şems-i Tebrizi’nin dediği gibi; “kadın bilene nefes, bilmeyene nefstir.”
Şemsettin ÖZKAN
24.03.2023 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com