(Toplumsal İlişkiler 1142)
يُخَادِعُونَ اللّٰهَ وَالَّذٖينَ اٰمَنُواۚ وَمَا يَخْدَعُونَ اِلَّٓا اَنْفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَؕ
“Onlar (münafıklar, sözde) Allah’ı ve iman edenleri aldattıklarını
(zannetmektedirler); oysa onlar, sadece kendilerini aldatmaktadırlar ve (ama bunun) şuurunda değillerdir. (Çünkü Allah’ı ve mü’minleri aldatmaya çalışanlar, ancak kendilerini kandıran kimselerdir.)” (Bakara/9)
Bir sosyal medya paylaşımında; “insanları aptal yerine koyarken, onların herşeyin farkında olup, içlerinden size gülüyor olma ihtimallerini düşündünüz mü?” derken, kendilerini akıllı sanan aldatanlara sert göndermeler yapılır.
Mütevazi kişileri enayi yerine koymamak lazım. Susuyorlarsa meseleyi anlamadıklarından değil, kaliteli bir kişiliğe sahip oluşlarındandır. Genelde bu kişilerin yaptıkları yalan söylemektir. Kıytırık şeyler için, akıl almaz yalanlar söylerler. Yalanları da, öyle ipe sapa hesaba gelecek cinsten değildir.
Yalan da mü’min inanmış bir kişide bulunması mümkün değildir. Yalan kapıdan girerse, iman dışarı çıkar. Yani iman ve yalan, asla bir arada bulunamaz. Yalan söylemek, ikiyüzlü insanların özelliğidir. Ne hikmetse insanları aptal yerine koyanlarda bu tiplerdir. Yani kolayca yalan söyleyenlerdir. Karşı tarafı aklı sıra aldattıklarını sanırlar lakin kendilerinden başkasını aldatmamaktadırlar ama işin bilincinde değiller.
Hiçbirimiz aptal değiliz, hiçbirimiz saf değiliz. Sadece biraz susuyoruz, biraz da görmezden geliyoruz hepsi bu. Ne olur, keriz yerine koymayın karşınızdaki şu garibanları. Âlemin akıllısını kendiniz zannetmeyin. Sen birini kandırdığında o aptal biri olmuyor sen karaktersizin biri oluyorsun bunun farkına var.
Aslında işi böyle sarpa saran da şu kemiği olmayan dilimizi yalana alıştırmaktan kaynaklanıyor. Yalan öyle nüfuz etmiş ki insanların diline; “doğrusunu söylemek gerekirse” diye bir cümle kalıbı bile girmiş günlük literatürümüze.
Şemsettin ÖZKAN
12.08.2023 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com