(Toplumsal İlişkiler 594)
يَٓا اَيُّهَا الْمُدَّثِّرُۙ SEN EY [yalnızlığına] bürünmüş olan
قُمْ فَاَنْذِرْۙ Kalk ve uyar! (Müddessir/1-2)
Müddessir ve müzzemmil sureleri beni her zaman derin düşüncelere garkeder değerli dostlar. İnsanın yalnızlığından biri (Müzzemmil) iç örtünmeden silkelenmeye, diğeri ise dış örtünmeden silkelenmeye çağırır ve yaşadığımız yalnızlığa, içe veya dışa kapanmaya bir vurgudur aslında, bu çağrı her ne kadar vahyin muhatabı Hz. Muhammed (s.a.v) olsada.
Muhammed Esed Kur’an Mesajı’nda şöyle der bu ayeti izah ederken; “Müddessir ifadesi (mütedessir’in kısaltılmış biçimi), “[herhangi bir şey ile] örtünmüş” veya “[herhangi bir şeye] sarınmış” olan kişiyi gösterir; ve bütün dilbilimcilerin işaret ettiği gibi, yukarıdaki isim-fiilin türetildiği desera fiili, hem somut hem de soyut bir anlam taşıyabilir.
Müfessirlerin büyük kısmı, “Ey bürünmüş olan” ifadesini lafzî, somut anlamıyla alırlar ve bunun, Hz. Peygamber’in vahyin başlamak üzere olduğunu hissettiğinde kendisini bir yorgan veya battaniye ile örtmesi alışkanlığına işaret ettiğini ileri sürerler. Ancak Râzî, bu hitabın, mecazî olarak Muhammed (s)’in peygamberlik görevi başlamadan önceki şiddetli yalnızlık isteğini göstermek için kullanılmış olabileceğini söyler ve bu, Râzî’ye göre, o’na “kalk ve uyar” şeklindeki bir sonraki çağrıyı da açıklamaktadır -yani, “Şimdi yalnızlığından vazgeç ve bütün dünyanın önüne bir öğretici ve uyarıcı olarak çık.”
Kime ait olduğunu bilmediğim bir söz içimi kaplıyor; “insanlar insanların içinde insana hasret yaşarlar.” Gerçekten de değerli dostlar kalabalıklar içinde yalnızları oynuyoruz. Tarifi olmayan bir örtüye bürünmüşüz. Sessisiz, içimizde çığlıklar kopuyor. Onca kalabalığa rağmen ortalık vıngır vıngır araba ve insan kaynamasına rağmen ne derdimizi paylaşan var, ne bir haber soran, ne bir selam veren var. İnsanlar açık alan korkusu içinde, agorafobi olmuş gibi sanki. Çocuklarımız yalnız, kadınlarımız yalnız, yaşlılarımız yalnız. Hele bir de pandemi çıktı bu yalnızlığımız ikiye katlandı. Örtüsüne bürünüp evlerde yürekleri üşüyenler, ısınamayıp üşüyenlerimiz yalnız. Hatta ve hatta sokaklara salıverdiğimiz masum kedilerimiz köpeklerimiz yalnız.
Yalnızlık dizboyu, insanlar insanların içinde insana hasret yaşayan ölüler değerli dostlar! Ah şu insanın yalnızlığı yok mu, ne yana dönse kemik gibi batıyor işte.
Şemsettin ÖZKAN
01.02.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com