(Toplumsal İlişkiler 685)
فَاَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّٖينِ حَنٖيفاًؕ فِطْرَتَ اللّٰهِ الَّتٖي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَاؕ لَا تَبْدٖيلَ لِخَلْقِ اللّٰهِؕ ذٰلِكَ الدّٖينُ الْقَيِّمُࣗ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَࣗ
“O hâlde, ey insan; sen bir hanîf olarak, yani her türlü bâtıl inanç ve ideolojiden uzaklaşıp bir tek Allah inancına sımsıkı bağlanarak,
yüzünü dosdoğru bu dine, Kur’an’ın ortaya koyduğu bu mükemmel inanç sistemine çevir! Yani, Allah’ın insan bünyesine nakşetmiş olduğu o saf, temiz ve doğal yaratılış hâline! Unutma ki, toplumlar ve çağlar ne kadar değişirse değişsin, Allah’ın yarattığı ve varlık üzerinde egemen kıldığı yasalarda ve gönderdiği inanç kurallarında hiçbir bozulma, pörsüme ve değişiklik göremezsin; işte dosdoğru din budur; ne var ki, insanların çoğu bunu bilmez.” (Rum/30)
Hz. Mevlana; “insanı iki şey anlatır; hiçbir şeyi yokken gösterdiğin sabır, her şeyin varken sergilediğin tavır” derken insanın varlık ve yokluğunda nerede durduğunu konu edinir.
İki şey öne çıkıyor sabır ve tavır. Sabır sıkıntılarda, yoklukta, darlıkta lazım. Tavır yani olaylar karşısındaki, tutum ve davranışların ya da önceden gösterdiğin yapay davranışlar seni ele veriyor. Bu iki durumda sen nerede duruyorsun? Nasıl bir tavır takınıyorsun? Sözlerin, davranışların mutatabına bir ipucu sunuyor. Muhatabın böylece seni değerlendirmiş oluyor.
Burada bir Müslüman olarak bizlere düşen sahte tutum ve davranışlardan kaçınmak, samimi olabilmeyi, insan fıtratına uygun bir tutum içinde, bunu daha da geliştirip becerebilmek ve toplumsal yaşam biçimi haline getirebilmektir.
Şemsettin ÖZKAN
06.05.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com