İMKANSIZI İSTEDİM ÇÖLDE GELİNCİK OLUR MU İŞTE BEN OLSUN İSTEDİM

(Toplumsal İlişkiler 424)


يَٓا اَيُّهَا الرُّسُلُ كُلُوا مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَاعْمَلُوا صَالِحاًؕ اِنّٖي بِمَا تَعْمَلُونَ عَلٖيمٌؕ
Ey peygamberler! Temiz şeylerden yiyiniz ve iyi ameller işleyiniz. Doğrusu ben, sizin yaptığınız şeyleri tamamen bilirim.” (Müminun/51)

Şems-i Tebrizi der ki; “imkansızı istedim çölde gelincik olur mu? İşte ben olsun istedim.” Gelincik çiçeği üzerinde Hz. Pir neden böyle durur ki? Gelincik çiçeğini gelin yakından tanıyalım:

Gelincik çiçeği görünümündeki canlılığını anlamında yansıtmaz. Hüznü ifade eden gelincik çiçeği kavuşamayan âşıkları simgeler. Ayrılmış sevgililer gibi narin bir yapıya sahiptir. Baharda kendiliğinden yetişen bu bitkinin ömrü de oldukça kısadır. Dokunduğunuz anda yapraklarını dökebilir. Ne sıcağı ne de soğuğu sever. Hassas yapısı nedeniyle hassas insanlarla bağdaştırılır. Çiçeği kopardığınız anda yaşama süresi birkaç dakikadan ibarettir. Öte yandan gelincik çiçeği vatanı uğruna canını veren şehitleri temsil eder. Nedenini öğrenmek için gelincik çiçeğinin hikâyesine beraber göz atalım…

Gelincik çiçeği ile ilgili birçok efsane bulunmaktadır. Çanakkale’de kan çiçeği olarak bilinen gelinciğe bu adı veren savaş sonrası manzaradır. Cengiz Han, Napolyon gibi tarihe adını yazdırmış büyük imparatorların savaş sonrası kırlarda gelinciklerin açtığı görmeleri ona bu adı kazandırmıştır. Çanakkale Savaşı’nda da aynı manzara görülmüştür. Tabi bunun en büyük sebebi savaş için kırların tercih edilmesi ve mevsimin gelincik mevsimi olmasıdır. Gelincikler, ülkesi için canını hiçe saymış şehitler olarak görülür. Bu nedenle gelincik çiçeği çok özel ve anlamlı bir yere sahiptir.

Kırmızı, beyaz ve pembe renkte bulunur. Bitkinin yaprakları kadifemsi ve renkleri oldukça canlıdır. Gövdesi uzun ve dik bir görünüme sahiptir. İnce uzun gövde üzerinde birkaç yapraktan oluşan bu çiçeği belirginleştiren yaprak rengindeki canlılıktır. Yaprakları oldukça narindir. Uzaktan tül gibi görünür ve rüzgarla beraber savrulurlar. Kendiliğinden oluşmasının nedeni de hemen dökülerek tohumlarını olduğu yere bırakmasından kaynaklanır. Gelincik çiçeği bu narin yapısına rağmen içinde fazla tohum barındırır. İnce uzun yapıları sayesinde rüzgâr yönünde savrularak tohumlarını etrafa saçarlar. Havaların ısınması ile bu tohumlar yeniden canlanır ve hayat bulur. Kendi kendine yetişebilse de evde bakmak neredeyse imkânsızdır. El değmeyen geniş alanlarda daha kolay yaşayabilir ve yeniden hayat bulabilirler.

Peki çölde doğal olarak bu çiçek biter mi? Bitmez ama zorlarsan nasıl Arap çöllerinde ağaç çiçek yetiştirirsen eh o kadar biter elbette. Ama tabiatına uygun değil. Hz. Pir de çöl zorlukların, fırtınaların ortamı olduğundan dileyebildiği kadar Allah’tan diliyor, istiyor imkansız gözükse bile bu gerçek anlamda bir isteme biçimi. Bu durum elbette Allah için zor değil. Dilerse Rabbimiz verir de verir. Sağanak olur yağdırır.

Bir de mecazi anlamı var ki; çöllerde gelincik çiçeğini istemek vahşi tabiatta bile ben inceliği, merhameti, şefkati bırakmam demektir. Yani futbol tabiriyle kendi oyununu oynamaktır. Müslüman kendi yaşam felsefesini ortaya koymak zorundadır. Bir şeye haram demişse o hal zamana ve mekana göre değişmemelidir. Gelincik çiçeği gibi zerafetini ve kimliğini korumalıdır. Çöllerde ve vahşi doğada olsa bile.

Şemsettin ÖZKAN

05.08.2021 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-sabah.com.tr (25.12.2020 tarihli “Gelincik Çiçeği… “ adlı yazıdan alıntı)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir