İLK YAPILAN YANLIŞA KAZA İKİNCİSİNE HATA ÜÇÜNCÜSÜNE İSE TERCİH DENİR

(Toplumsal İlişkiler 1747)

اَمْ حَسِبَ الَّذٖينَ اجْتَرَحُوا السَّيِّـَٔاتِ اَنْ نَجْعَلَهُمْ كَالَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَوَٓاءً مَحْيَاهُمْ وَمَمَاتُهُمْ سَٓاءَ مَا يَحْكُمُونَ 

“Yoksa fert ve toplum hayatında, kendi hayatlarında derin yaralar açan planlı kötülükler irtikab edenlerle; iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenlere, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlara, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlara, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenlere, hayatlarında, ölümleri sırasında/ölüm aleminde eşit muamele yapacağımızı mı zannediyorlar? Ne kötü hüküm veriyorlar!” (Casiye/21)

İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği özgür irade sahibi olması değil midir? Yine bu husisiyeti göz önüne alınarak yaptığı her şeyden iğneden ipliğe er yarın Hak divanında sorumlu tutulmayacak mı? 

            İnsan hata yapmaz demiyoruz. Yapar, lakin hatasını anlayıp o yanlıştan dönerse o zaman insan olduğu anlaşılır. Zira insanların babası Hz. Adem Peygamber de hata yapmıştı ama hatasını anlayıp dönmüştü o günahtan. Tevbe etmişti yani. Bunu yapmayan zaten şeytanlaşmış insan olmaktan da çıkmıştır zaten. İnsan aşkla yoğrulmuştur. Aşkından tevbe eder, şeytansa aşksızdır tevbe ona göre hikayedir, boş iştir.

           Dostoyevski; “ilk yapılan yanlışa kaza, ikincisine hata, üçüncüsüne ise tercih denir” derken, yanlışlar üzerinden giderek artık üçüncü kez bunu yapanın kendi iradesiyle onu seçtiğini belirtir. Dur bakalım sen yanlış, hata filan yapmıyorsun artık, burada sen suçlusun demeye getirir sözü.

           Yaptığı hatadan dönenleri takdir etmek lazım. Zira sevgili Peygamberimizin ifadesiyle; “mü’min bir delikten iki kere ısırılmaz” buyurur. O zaman ne aldanan, ne aldatan olunmalı. Gözü açık olmalı, yanlışın kazasını yapmış, olmadı ikinciye hata etmiş, bir de üstüne üstlük, o yanlışı seçenek olarak işaretleyen kişi kusura bakmasın günahkardır, suçludur.

           Dostoyevski der ki; “yanlış trene bindiğinizde, ilk istasyonda inmeye çalışın. Çünkü mesafe ne kadar artarsa, dönüş maliyeti de o kadar artar.” Yani bu ilk yanlış, kazadır.Hadi meseleyi kavrayamamış ikinci kez bir yanlış daha yapmış, bunun adı da hatadır error veriyor. Ama üçüncü kez tekerrür ediyorsa eee bunu seçiyorsun artık arkadaşım. Günah bizden gitti, günah senin oldu. Yanlış, yanlış yanlış üstüne. Artık bir an evvel tövbe edilmeli, o yanlıştan dönülmelidir. Maddi ve manevi kayıplar kapımızdadır artık. 

          Maddi kayıpları anlıyoruz da, manevi kayıplar nasıl olur? Yapılan yanlışların, hataların ya da günahların insanın hayatına, psikolojisine, yaptığı olumsuz basınçların, etkiye göstereceği tepkiler, asla unutulmamalıdır.

         Yapılan yanlışlardan ziyade o yanlışlardan çıkaracağımız derslere odaklanırsak, daha doğru yapmış oluruz. Hata yapmak hile yapmaktan daha normal bir davranıştır çünkü. Hatalar, yanlışlar hep olacaktır lakin yanlışta ısrar etmek de neyin necisi? Hala üçüncü kez o yanlış bizi esir almışsa bunun adı tercih etmek demek değil de nedir?  İnsandan beklenen insan gibi bir duruş sergileyerek, günahını, hatasını, yanlışını anlaması ve bir an önce dönüş yapmasıdır.

Şemsettin ÖZKAN
08.04.2025 KONYA

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir