(Toplumsal İlişkiler 1812)
فَاَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّٖينِ حَنٖيفاً فِطْرَتَ اللّٰهِ الَّتٖي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَاؕ لَا تَبْدٖيلَ لِخَلْقِ اللّٰهِؕ ذٰلِكَ الدّٖينُ الْقَيِّمُ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ
“O hâlde, ey insan; sen bir hanîf olarak, yani her türlü bâtıl inanç ve ideolojiden uzaklaşıp bir tek Allah inancına sımsıkı bağlanarak, yüzünü dosdoğru bu dine, Kur’an’ın ortaya koyduğu bu mükemmel inanç sistemine çevir! Yani, Allah’ın insan bünyesine nakşetmiş olduğu o saf, temiz ve doğal yaratılış hâline! Unutma ki, toplumlar ve çağlar ne kadar değişirse değişsin, Allah’ın yarattığı ve varlık üzerinde egemen kıldığı yasalarda ve gönderdiği inanç kurallarında hiçbir bozulma, pörsüme ve değişiklik göremezsin; işte dosdoğru din budur; ne var ki, insanların çoğu bunu bilmez.” (Rum/30)
Delilik bir sanattır. Aslında hepimiz doğuştan deli doğarız. İçimizden bazıları öyle kalır. Delilik fıtrattan gelmeli, yoksa sonradan görme deliler tehlikelidir.
Paulo Coelho; “içinde bir tutam delilik olmayan hayat, eksik bir hayattır” derken vurgulamaya çalıştığı da benim olumlu yaklaştığım doğuştan (fıtrattan) gelen deliliktir. Coelho, insanda az da olsa bu delilikten bir eser olması gerektiğine vurgu yapar.
Bu deliler, 2001 Konya mahreçli “Deli Deli” şiirimde şöyle anlatılır:
Delihânede deliler gezer, deli divane
Sopasını saklıyor, deli deliyi görünce
Deli deli, deli bayrağını çeken çekene
Deliye her gün bayram mı rica ederim söyle?
Feleğin rüzgârları eser de deli poyrazı
Hey gidi zamane kızları da deli saraylı
Deli saçması kovanlarında da deli balı
Deliye pösteki mi saydırıyor delibaşı?
Delileri seviyorum hem de delicesine
Deli dolu deli gömleğini giyercesine
Deli ırmağı geçer misiniz canlar benimle?
Postu deldirmeden gidilir öyle mi cennete?
Samuel Beckett; “ hepimiz deli doğarız. Bazılarımız hep öyle kalır” derken vurgulamaya çalıştığı insanın doğuştan getirdiği fıtratını zamanla bozduğudur. Çünkü çağdaş batıl bütün düzenler, zamanla insanı kendisiyle uyumlu hale getirir. O çocukluktan gelen saf, arı, duru tertemiz hali zaman içinde bozulur gider.
Maalesef insanların çok azı o temiz fıtratını, doğuştan gelen yukarıda söz ettiğim deliliğini korur. Kolay değildir, deliliğini koruması insanın. Bir deli bunun için; “kolay değil öyle delilik, ben yıllarımı verdim” derken haklıdır. Aşağıdaki akıl dolu şiir bir deliye aittir:
Gel kardeşim!
Heybeni boşalt da gel!
Yüzün göğe bakan da gel!
Ayaklarının üstünde duran da gel!
Kendin özüne dönen de gel!
Başkalarının yükün bırak da gel!
İnsan eti ağırdır
Duygularını cüzdanına koy da gel!
Bak göğe eğil secdeye
Sırtına binenleri indir de gel!
Charles Bukowski; “sorun şu ki, birlikte yaşlanacağımız birini arıyoruz. Oysa işin sırrı, birlikte çocuk kalabileceğimiz birini bulmakta” derken, evliliği çekilmez halden çıkarmanın sırlarını verir:
* Bir çocuk gibi saf, temiz, içten, yalın olun.
* Biyolojik olarak zaten yaşlanaacaksınız. Buna kafa yormayın.
* İçinde bir tutam delilik olmayan hayat, eksik bir hayattır. Biraz da olsa, ara sıra da olsa, deli dolu olun.
* Bu deliliğin patolojik delilikle alakası yoktur. Tam tersine samimi, içten, candan, çocuksu oluşla ilgilidir.
Şemsettin ÖZKAN
12.06.2025 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com