HERKESİ AFFEDİN AMA VATANINIZA İHANET EDENLERİ ASLA

(Toplumsal İlişkiler 423)


اِنَّمَا جَزٰٓؤُا الَّذٖينَ يُحَارِبُونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَيَسْعَوْنَ فِي الْاَرْضِ فَسَاداً اَنْ يُقَتَّلُٓوا اَوْ يُصَلَّـبُٓوا اَوْ تُقَطَّعَ اَيْدٖيهِمْ وَاَرْجُلُهُمْ مِنْ خِلَافٍ اَوْ يُنْفَوْا مِنَ الْاَرْضِؕ ذٰلِكَ لَهُمْ خِزْيٌ فِي الدُّنْيَا وَلَهُمْ فِي الْاٰخِرَةِ عَذَابٌ عَظٖيمٌۙ
Allah’a ve Resulüne (bunlara bağlı adil bir devlete ve hükümete karşı) savaş açanların ve yeryüzünde (ülkesinde ve bölgesinde) bozgunculuk çıkaranların (anarşiye ve isyana kalkışanların) cezası; (vuruşma anında) öldürülmeleri, (çarpışma sonucu yakalananlardan tedhişçi ve tehlikeli olanların) asılarak idam edilmeleri (ve ibreti âlem olsun ve caydırıcılığı bulunsun diye herkese gösterilmeleri), veya (terörde çok ileri gitmiş, nice asker ve sivil masum insanı katletmiş, isyan ve bölücülüğe önderlik etmiş ise) elleriyle ayaklarının çaprazlama kesilmesidir. Yok eğer (istemeden ve bazı mazeret ve mecburiyetlerle anarşiye katılmış, sonra pişmanlık duymuşsa ve kendi bölgesinde kalması fitne ve fesada yol açacaksa, bunların ve yakınlarının da bulundukları) yerden (başka yörelere) sürgün edilmeleri (ve böylece uyumlu ve yararlı vatandaş haline gelmelerine fırsat verilmesidir). Bunlar (onların) dünyadaki rezillikleridir, ahirette ise onlar için daha büyük bir azap (var edilmiştir).” (Maide/33)

Vatan; bir milletin üzerinde egemenlik kurduğu ülke, bir kimsenin doğup büyüdüğü; bir milletin hakim olarak üzerinde yaşadığı, barındığı, gerekirse uğrunda canını vereceği toprak demektir. Dikkat edilirse içi boşaltılmış, kuru bir toprak parçası değil vatan, aksine üzerinde özgürce ezanların okunduğu, ibadetin yapıldığı, egmenliğin hüküm sürdüğü, bayrağımızın semalarında nazlı nazlı dalgalandığı bir yerdir. Sadece toprak değil, aynı zamanda mavi suları ve gökleri de içine alır.

Yüce dinimiz, hayatın her yönünü bir bütün olarak ele alır. Bu nedenle vatan ve devlet anlayışını belirli sınırlar içerisinde değerlendirmiştir. Örneğin oturduğu eve veya malına saldırıldığı zaman, onu korumak ve kendini müdafaa etmek dinimizin bir emridir. Bu yolda ölse şehit olur.

Vatan ise bütün Müslümanların ortak evidir. Onu korumak ve muhafaza etmek ise Müslümanların ortak görevidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) Medine’ye hicret edince, orada bulunan Yahudilerle bir anlaşma imzalamıştır. Bu anlaşmada geçen önemli maddelerden biri de “vatanları olan Medine’ye bir saldırı olursa beraber savunma yapacakları” konusuydu. Demek ki vatanımızı korumak için gayri müslimlerle bile anlaşma yapılabilir ve vatan ne pahasına olursa olsun korunması gerekir. 

Bir Müslüman dinini, namusunu, canını ve malını vatan ve devletiyle korur. Vatanına bir Müslüman devlet bile saldırsa onu korumak Dinimizin emridir. Yerler ve zamanlar, içerisinde olan kimseler ve yapılan işlere göre değer kazanır. Bu açıdan bir İslam devleti olan bu memleketin, bu toprakların ve içinde yaşayanların korunması ve devam etmesi noktasından vatan, bayrak ve devletin varlığını zorunlu kılmaktadır. Bazı alimler “Vatan sevgisi imandandır.” sözünün zayıf hadis veya mevzu olduğunu söylese de manasının doğru olduğu ifade edilmiştir. (Acluni, Keşfu’l-Hafa, 1/345, no: 1102)

Bu yüzden bir Müslüman için vatan savunması önemli ve elzemdir. Ona ihanet asla affedilemez. İslam hukukunda da yolkesen, devlete, millete isyan eden baği (terörist) olarak değerlendirilir. Hz. Ali (r.a) efendimiz; “herkesi affedin ama vatanınıza ihanet edenleri asla affetmeyin” buyurur. Fatih Sultan Mehmed’in “ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim” fermanı vatanın her bir parçasının korunması yolunda çok güzel bir örnektir.

Mevzuyu çok sevdiğim Abdürrahim Karakoç’un “Anadolu” şiiriyle bitirelim:

Seni çok sevenler çok örseledi
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..
Açların çalıştı, tokların yedi
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..

Yanan hep sen oldun, yakılan sensin
Ruhuna çiviler çakılan sensin
Şekilden şekile sokulan sensin
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..

Sınırlar çizildi rüyalarına
Yasaklar konuldu dualarına
Hangi sesler hâkim semalarına
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..

Ahlat’ın, Afşin’in, Söğüt’ün mahzun
Evladın, âşığın, yiğidin mahzun
Tebessümün mahzun, ağıdın mahzun
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..

Metrûk manastırlar ihya olmakta
Hüzün, camilere mahya olmakta
Yadlar başımıza kâhya olmakta
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..

Üzerinden hak, adalet silindi
Hayâ zırhı delik delik delindi
Bu zelil duruma nasıl gelindi
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..

Dün şehit kanıyla sulanan sensin
Bugün alkollere belenen sensin
Düşmandan sadaka dilenen sensin
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..

Şehit torununa “sen sus” diyorlar
“Vatan sevmek bize mahsus” diyorlar
Her taraf toz-duman, kâbus diyorlar
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..

Hariçten gelenler köprüyü tutmuş
Dost karşı kıyıda seni unutmuş
Hınzır yeller yaprakların kurutmuş
Oy güzel vatanım, oy Anadolu..

Biraz azim, biraz gayret” derim ha
“Delinir karanlık, sabret” derim ha
“Şanlı mazi döner elbet” derim ha
Oy güzel vatanım, oy Anadolu…

Şemsettin ÖZKAN

04.08.2021 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-sorularlaislamiyet.com

4-antoloji.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir