HER ZAMAN DOĞRUYU SÖYLE NE DEDİĞİNİ HATIRLAMAK ZORUNDA KALMAZSIN

(Toplumsal İlişkiler 1602)

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِقٖينَ 
“Ey iman edenler! Allah’tan gelen ilkeleri çiğnememe konusunda son derece dikkatli davranın; dürüst ve erdemlice bir hayat sürerek kötülüğün her çeşidinden titizlikle sakının ve zulme karşı inananların safında yerinizi alarak, dâimâ doğrularla beraber olun!” (Tevbe/119)

Mark Twain; “her zaman doğruyu söyle, ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın” demekle sonuna kadar haklı değil mi değerli dostlar? Ne de olsa yalanlar ergeç ortaya çıkar.

              Atalarımız yalancının mumu yatsıya kadar yanar sözünü doğruluğun önemini anlatmak için söylemişler. Bir gram yanlış yok. Doğruluk asla şaşmaz. Gerçekler ne kadar gizlenirse gizlensin, bir gün ortaya çıkma gibi bir özelliği var.

              İnsan yalan konuşursa, bir gün ne dediğini hatırlamak zorunda kalır. Çünkü kuyruklu yalanların ucu ucuna değmez. Yalanlar buz gibidir, güneş çıkınca erir gider. İnsanı yarı yolda bırakır. İnsanı, insan içine çıkamaz hale getirir. Vahim bir durum sözkonusu. Yalan, tabiri caizse insanın bataklığıdır.                                    

             Şems-i Tebrizi; “dürüstlük bir şehirdir. Ben de o şehrin sultanı olarak görüyorum kendimi. Ve ben o şehirde kendim yaşayayım, kendim öleyim, kendim korunayım isterim” derken bir insanda insanlık namına olması gereken en önemli azığa işaret eder. Öyle ki bu azık hava gibi su gibi yaşamsal öneme haiz olmazsa olmazlardan doğruluk ve dürüstlüktür.                                

             İman dahi o olmazsa sinede barınamaz. İlla olacak, illa olacak dediğimiz bir azık bu. Yani yalanla iman bir arada asla bulunamaz. Mü’min günahkar olmuş olabilir ancak yalancı olamaz. Dürüst bir portre çizmesi de yetmez dürüst olmak elzemdir. Bunu kendine ilke edinmek zorundadır. Bunu bir yaşam felsefesi haline getirmesi gerekiyor.

            Doğruluk deyince sadece sözde doğruluk akla gelmemeli hayatın tüm zaman ve mekanlarında dürüstlük hüküm sürmelidir bir Müslüman için. Sözde doğru ama niyetinde doğru değil olmaz böyle bir dürüstlük.Davranışlarında doğru değil, böyle bir yaklaşım tarzı makbul değildir.

            “Doğruluk pahalı bir mülktür öyle her insanda kolay   kolay bulunmaz” diyen Hz. Ömer efendimiz, ne kadar haklı değil mi dostlar? O zaman insan, önce dürüstlüğü öyle dışarda sağda solda, falanda filanda arayacağına, kendinde aramalı değil midir?

Şemsettin ÖZKAN
14.11.2024 KONYA

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir