(Toplumsal İlişkiler 621)
اَلْهٰيكُمُ التَّكَاثُرُۙ
“
Daha çok mal, servet, makâm, şöhret elde etme tutkusuna kapılarak dünyanın gelip geçici zevklerini çoğaltma yarışı ve bunlarla birbirinize karşı üstünlük taslama hastalığı, sizi
öylesine derin bir gaflete düşürdü, insânî ve ahlâkî değerlerden uzaklaştırarak o kadar oyaladı ki,” (Tekasür/1)
حَتّٰى زُرْتُمُ الْمَقَابِرَؕ “
Ölüp mezarı boylayıncaya kadar bu gaflet uykusundan uyanamıyorsunuz.” (Tekasür/2)
Bunyadov Memmelidiyev’in güzel Azerbaycan lehçesiyle
“(Ey qafil insanlar!) Çoxluq (mal-dövlət, oğul-uşaq və qohum-əqraba çoxluğu) ilə öyünmək sizi o qədər şirnikləndirdi (başınızı o qədər qatdı) ki,” dünya hırsıyla neredeyse kendinizi paralayacaksınız. Nedir bu tamah, hırs ve açgözlülük saplantısı? Nedir bu dünya sevgisi? Sanki dünya tapulu malınız da dünyaya çivi çaktınız bir daha bu geçici yerden hiç ayrılmayacaksınız sanki?
Hz. Mevlana dünyayı timsaha benzetir. Eğer insan kendini dünya sevgisinden (vehn) kurtarabilirse o timsah yani dünya ona gemi olur der: “Gönlünü dünya hırsından düşünceden kurtarıp da onu rahata kavuşturan kimse timsahın sırtını kendine gemi yapar.”
Dünya hırsı ve açgözlülüğü aslında insanların mutlu olmalarının önünde en büyük engel değil midir? İnsanlar bu açgözlülük saplantısı içinde olmalarından ötürü, bir türlü huzur ve mutluluğu yakalayamıyorlar maalesef.
Bu hırs ve doyumsuzluk niye ki? Bu dünyaya kimse kazık çakmıyor. Bir şekilde sabahleyin sela, bir öğle ya da ikindi namazından sonra veda etmiyor mu? Bu kadar kısa zamana rağmen hala neyin hesabını yapıyoruz ki? Bugün üstünde yattığımız, yarın altında yatacağımız aynı toprak değil midir?
Şemsettin ÖZKAN
03.03.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com