(Toplumsal İlişkiler 863)
وَقَالَ نِسْوَةٌ فِي الْمَد۪ينَةِ امْرَاَتُ الْعَز۪يزِ تُرَاوِدُ فَتٰيهَا عَنْ نَفْسِه۪ۚ قَدْ شَغَفَهَا حُبًّاۜ اِنَّا لَنَرٰيهَا ف۪ي ضَلَالٍ مُب۪ينٍ
“Şehirdeki saray çevresine mensup bazı kadınlar, kendi aralarında, “Duydunuz mu? Vezirin karısı, kölesine göz koymuş; onun aşkıyla yanıp tutuşuyormuş. Ne ayıp, âşık olmak için bula bula bir köleyi mi bulmuş? Bize öyle geliyor ki, bu kadın düpedüz sapıtmış!” diyorlardı.” (Yusuf/30)
Aşık olmak deyince bizde genellikle başka bir kişiye karşı güçlü bağlanma ve sevgi duygularının gelişmesi çağrışımı yapıyor.
“Aşka düşmek” ise, aşık olma sürecinin fiziksel düşme eylemi gibi ani, kontrol edilemez olduğunu ve sevgiliyi “hasta düşmek” veya “tuzağa düşmek” gibi savunmasız bir durumda bıraktığını vurgulayan metaforik bir deyim olarak karşımıza çıkıyor. Bir türkümüzde “aşka düşen divane gezer del’olur. (deli olur)” demekle anlatılan da aynı şeydir.
Aşk şarabını içenlerin bir daha ayık gezdiği görülmemiştir. Aşık olmaya görsün insan, Allah rahmet etsin Ruhi Su üstadın “aşka düşen divane gezer del’olur (Deli) yar yar” dediği gibi, Mecnun misali kendini çöllere verir. Züleyha misali herşeyi Yusuf görür. Aşk öyle bir şey işte. İnsanlara da onların bu hali meczupluğu, deliliği eğlencelik ya da ajitasyonu kalır o kadar.
Hz. Mevlana; “ey gönül aşık olunca kalbin öyle yüksek sesle atar ki, aklının sesini asla duyamazsın” derken aşık olan insanın akıl tutulması yaşayabileceğinden söz eder. Bir nevi psikolojik olarak maşukunun çekim alanına girdiğinden bu hallere düşeceğini hatırlatır bize. Artık aklıyla değil duygularıyla hareket edeceğini söyler bize aşığın.
Bütün mesele Özdemir Asaf’ın dediği gibi; “sende gördüğümü görecekler diye ödüm kopuyor” noktasına gelebilmesidir aşığın. İşte o nokta aşka düşmektir, divane gezmektir ve del’olmaktır kısaca.
Şemsettin ÖZKAN
05.11.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuranvemeali.com
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com