(Toplumsal İlişkiler 1765)
قَالَ هَلْ اٰمَنُكُمْ عَلَيْهِ اِلَّا كَمَٓا اَمِنْتُكُمْ عَلٰٓى اَخٖيهِ مِنْ قَبْلُ فَاللّٰهُ خَيْرٌ حَافِظاً وَهُوَ اَرْحَمُ الرَّاحِمٖينَ
“Babaları, “Tıpkı bir zamanlar kardeşini emânet ettiğim gibi, şimdi de onu mu size emânet edeyim? Daha önce Yûsuf’u size emânet ettim de ne oldu? Onun için de aynı yeminleri etmiştiniz, şimdi size güvenmemi nasıl beklersiniz benden? Fakat anlaşılan o ki, başka çarem de yok. Eğer mutlaka gitmesi gerekiyorsa, ben onu size değil, Allah’a emânet ediyorum. Çünkü en iyi koruyucu Allah’tır ve O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.” (Yusuf/64)
İnsanın önündeki en büyük handikaplardan biri de güven duymamaktır desem sanırım yanlış olmaz. Zira çağımızın en büyük sıkıntılarından birisi de güven bunalımıdır.
Doğan Cüceloğlu; “etrafında kimseyi bulamamak zor, içinde kimseyi bulamamak daha zor” derken, insanlığın bu yarasına parmak basar. İnsan birilerine ihtiyaç duyar, bu durum etrafında kimseleri bulamamakla sonuçlanmışsa çok zordur. Lakin asıl zorluk, insanın içinde kimse kalmamışsa, bu daha da zordur. Güven, ruh gibiymiş terk ettiği bedene asla dönmezmiş.
Yücel Subaşı’nın; “güven ayna gibidir bir defa kırıldı mı hep çizik gösterir” sözünü de aynı çizgide değerlendirmek lazım. Güvenmek deyince aklımıza korku, kuşku ve çekinme duymadan inanma duygusu, itimat etmek ve cesaret etmek geliyor. Bu yüzden insanların güven duygusunu bir defa olsa bile asla yıkmamaya çalışmalıdır. Bu konuda dürüst olmalıdır. Yeniden güven tahsis edilmesinin zorlukları iyi bilinmelidir. Güvensizlik başlayınca dostluklar biter. Bazen sevmekten çok, güvenmek ister insan. Kadınlar için derler ki; beğenince değil, güvenince aşık olurlar. Demek ki güvenmek, sevmekten önce geliyormuş. Aslında sevgi veyahut aşk için de geçerli güven duymak.
Aşk ve şüphe… Birbiriyle anlaşması oldukça zor bir durum. Aşk samimiyet isteyen bir konu. İşin aslı şudur; aşk şüpheyi öldürür, gelin görün ki, şüphe de aşkı. Anlayacağınız birbirine ölesiye düşmanlar. Bu yüzden yanyana gelmeleri söz konusu dahi olamaz.
Hz. Mevlana; “aşk abdest gibidir, şüpheye düşersen bozulur,” der. Namaz ibadeti için abdest denilen bir temizlik operasyonu yapmak şarttır. Çünkü abdestsiz namaz olmaz. Abdestin olup olmadığından şüphelenirsen yeniden abdest almak gerekir. Şüpheli bir abdest şaibelidir ve yok hükmündedir. Aşk da öyledir, kuşkuya mahal yoktur. Hem aşkım diyeceksin hem de şüpheleneceksin. Aşkın literatüründe böyle bir tanım yok.
Şemsettin ÖZKAN
26.04.2025 ANKARA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com