DURAMAM ARTIK BU KENTTE SENSİZ BOMBOŞ BU ŞEHİR YÜREĞİMİ YAKAN BU SENSİZLİK BU ŞEHRİ YAKMAZ MI?

(Toplumsal İlişkiler 1215)

وَقَالَ نِسْوَةٌ فِي الْمَدٖينَةِ امْرَاَتُ الْعَزٖيزِ تُرَاوِدُ فَتٰيهَا عَن
 نَفْسِهٖۚ قَدْ شَغَفَهَا حُباًّؕ اِنَّا لَنَرٰيهَا فٖي ضَلَالٍ مُبٖينٍ
“Şehirde olayı duyan bir takım kadınlar birbirleriyle: “Azizin karısı, genç kölesinin gönlünü çelmeye kalkmış, kölesine olan aşkı yüreğinin derinliğine işlemiş; doğrusu biz onu açık bir sapıklık içinde görüyoruz” diye dedikodu yapıyorlardı.” (Yusuf/30)

“Aşksız şehirler ölüdürler” diyen Erdem Bayazıt, sevgiden yoksun ilerlemenin bir anlamının olmadığının altını çizmekle ne kadar haklı değil mi? Kentleşsen, metropol olsan, devasa köprüler yapsan, göğe ermiş kat kat binalar diksen, sevgisizse o şehrin insanları, bankamatikler insanlar kadar çoğalmışsa neye yarar aşk şehri değilse orası?

             “Duramam artık bu kentte, sensiz bomboş bu şehir. Yüreğimi yakan bu sensizlik bu şehri yakmaz mı?” sözü, yine kopkoyu buram buram yalnızlık kokuyor. Sevgili terkedince o şehir aşk gibi çok önemli bir dinamizmini kaybetmiş.

             “Oralar güzelse sebebi sensin” diyen Hz. Mevlana da; “bir gönülde aşk nuru olmadı mı o gönül gönül değildir” (Mesnevi c.5/2879) derken, tıpkı güzelin güzel olabilmesi gibi, gönlün de gönül olabilmesi için içinde aşk ışığının parlaması gerektiğini anlatır bize. Zaten aşk olmayınca da meşk olmaz. Herşey birbirine bağlı. Şeytanı insandan ayıran en belirgin vasfı, aşksızlığı değil miydi? İnsan aşk ehli olunca paçayı yırttı.

             Yaman Dede, iki dünya saadetinin anahtarını talebele- rine şöyle dağıtıyor: ibadet ve muhabbet. Her ikisinin de ruhunun aşk olduğunu söylemeye gerek var mı? Bu durumda insanların daima kalplerine, kendi kalplerine bakmaları gerekiyor.

         Ahmed Avni Konuk’un “Sen başkalarını beğenmiyor ve onların gidişatını eğri görüp teessüfler ediyorsun; biraz otur da kendi hâline ağla ve teessüf et!” nasihati burada mühim ama bir anekdot daha var. Şems-i Tebrizi, zahiri ilimlerle meşgul olan bir meclise uğradığında talebelere şöyle demiş: “Yaptığınız şey çok büyük, çok güzel ama ne zaman siz Kalbim Rabbimden rivayet etti’ diyeceksiniz?”(Yağız Gönüler, Gül Alırım Gül Satarım, s.337)

Şemsettin ÖZKAN

24.10.2023 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-suskunduvar.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir