(Toplumsal İlişkiler 1471)
اَلَمْ نَجْعَلْ لَهُ عَيْنَيْنِۙ *وَلِسَاناً وَشَفَتَيْنِۙ (Beled/8,9)
“Biz onun için iki göz, bir dil ve iki dudak var etmedik mi?”
Dünyanın yedi harikasını aramak için Çin Seddine, Mısır Piramitlerine gitmenize gerek yok. Şöyle kendinize bir bakın yeter. Nasıl yani?
Dünyanın yedi harikası deyince benim hemen şunlar aklıma geliveriyor:
1- Görebilmek
2- Duyabilmek
3- Dokunabilmek
4-Tadabilmek
5-Hissedebilmek
6-Gülebilmek
7-Sevebilmek.
Hammaddesi toprak olan insanda 1 200 000 filtreye sahip böbrek, 576 megapiksel göz, 2,5 milyon GB hafıza, ömür boyunca 250 milyon kere atan kalp, 100 000 km damar ağı mevcut. Dünyanın harikası olan insan kendini böylesine muhteşem yaratan Rabbine hayranlıkla bakabiliyor mu? Kendinde olan bu potansiyeli görüp de şükredebiliyor mu?
En önemlisi sevebiliyor, hissedebiliyor, gülebiliyor. Dahası bir şeyin tadına varabiliyor, dokunabiliyor, sesleri duyuyor ve görebiliyor. Yeryüzünün yaratılan en mükemmel varlığı. Daha da artıları var. En mükemmel biçimde dizayn edilmiş insan.
Dünyanın asıl yedi harikası insanoğlunun ta kendisinde. Yukarıda söz konusu ettiğimiz ayette de, insana lutfedilen duyu organlarından söz edildikten sonra ona, “iki yol”un da gösterildiği belirtilmektedir. Duyu organları dış dünyadan bilgi edinme araçlarıdır; “iki yol” ise genellikle “iyilik ve kötülük yolları” olarak açıklanmış olup bu ifade insanın, olgular ve eylemler üzerine “doğru-yanlış, iyi-kötü” şeklinde hüküm verme ve tercihte bulunma yetenekleriyle donatıldığı anlamına gelir. Böylece bu iki kısa âyette veciz bir üslûpla Allah Teâlâ’nın insana bilgi edinme, düşünüp yargıda bulunma ve seçim yapma yetenekleri lutfederek bu yetenekleriyle onu yeryüzünün en seçkin varlığı halinde yarattığı anlatılmaktadır. Bu yetenekler aynı zamanda insanın bir ödev ve sorumluluk varlığı olmasını da gerektirmiştir.
Şemsettin ÖZKAN
06.07.2024 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-Kuran yolu Tefsiri,c.5,shf.626