DÜNYADA OLABİLECEK HER BİR OLAY İÇİN MİSAL ALEMİNDE SAYISIZ İHTİMAL UYUR SİZ AĞZINIZDAN ÇIKARDIĞINIZ SÖZLERLE O İHTİMALLERİ UYANDIRIRSINIZGÜZEL KELİMELER SÖYLEYİN Kİ GÜZEL İHTİMALLER UYANSIN İNSANIN KADERİNE MÜDAHALESİ BURADADIR

(Toplumsal İlişkiler 1374)

وَقُلْ لِعِبَادٖي يَقُولُوا الَّتٖي هِيَ اَحْسَنُؕ اِنَّ الشَّيْطَانَ يَنْزَغُ بَيْنَهُمْؕ اِنَّ الشَّيْطَانَ كَانَ لِلْاِنْسَانِ عَدُواًّ مُبٖيناً
 Ey Muhammed! Bu inkârcıları hak dine dâvet edecek olan mümin kullarıma söyle; onlarla konuşurken, gönül incitmeden, kaba ve kırıcı davranmadan, en güzel şekilde konuşsunlar. Çünkü şeytan, kalplere kin ve nefret tohumları ekerek aralarına fesat sokmak ve böylece onları öfkelendirip birbirine düşürmek için her an fırsat kollamaktadır. Doğrusu şeytan, insanın apaçık düşmanıdır. O hâlde, ey iman edenler! Cennetin yalnızca sizlere özgü olduğu ve karşınızdakinin cehenneme gireceği yolunda ifâdeler kullanarak, üstelik bu sizin üzerinize vazife değilken şeytanın eline koz vermeyin.” (İsra/53)

             Hz. Mevlana; “dünyada olabilecek her bir olay için, misal âleminde sayısız ihtimal uyur. Siz ağzınızdan çıkardığınız sözlerle, o ihtimalleri uyandırırsınız. Güzel kelimeler söyleyin ki, güzel ihtimaller uyansın. İnsanın kaderine müdahalesi buradadır” derken ta o zamanlardan Quantum fiziğini tanımlar  gibi sanki. Sanıyorum en doğru kuantum tanımı.

             Serkan Özkan, Kuantum düşünce tekniği konusunda şu güzel tesbitleri yapmış:“Gelecekte olmasını istediğimiz durumlar, kendimizde görmek istediğimiz özellikler hakkında; hayaller, sesler ve duygularla oluşturulan bir düşünce biçimidir. Bu düşünce biçimi bizim hücresel bellek düzeyimizi, bilinçaltımızı ve tüm hayatı etkileyerek zincirleme reaksiyonlara neden olur.

            Kuantum Düşünce üst nitelikli bir düşünme biçimidir. Sıradan düşünce biçimleri kendisini tekrar eden, etkisiz ve sınırlı enerjilerdir. Değiştirme ve oluşturma güçleri yoktur. Daha çok kaygı, kuruntu, birbirini çağrıştıran zincirleme hayaller biçiminde akar. Oysa Kuantum Düşünce; derin düzeyde, atom altı alanda etkili olabilecek tarzda bir yaratıcı düşünme biçimidir. Özel bir bilinç düzeyine girerek, özel olarak kurgulanmış sözel ve imgesel oluşumları içerir. Bu düzeyde insan, kendi hayatının efendisi durumuna geçer. Kişi, varlığını sürdürmesini sağlayan ortak enerjiyle işbirliğine girdiğinde, tek bir “kişi” olmanın sınırlı olanaklarını aşar, “bütün”ün gücüne ulaşır. Bu durumda da gücünüz tabii ki bütünün gücüne eşit olacaktır.
NE DÜŞÜNÜRSEK ONU YAŞARIZ NE DÜŞÜNÜRSEK O OLURUZ 

            Bireylerin bilinçaltı düşünce kalıplarını kısa sürede değiştirmek çok da kolay değildir, çünkü bilinç tutucu bir yapıya sahiptir ve yeni gelen mesajları kabul etmesi uzun sürebilmektedir. Özellikle bireyin kendisi ile ilgili değiştirmek istediği bir özelliğin kalıcı olabilmesi için, bilinçaltında yatan temel söylemlerin değişmesi gerekmektedir. Aksi takdirde birey, hevesle başlayıp, kısa bir süre devam eden değişimlerle yetinmek zorunda kalmaktadır. Örneğin, kilo vermek için bir heves diyete başlayıp bir süre sonra vazgeçenleri hatırlayın.

Bilinçaltı düşünce kalıplarının değiştirilmesi, aslında, bireyin kendisine ve dünyaya bakış açısını yeniden yapılandırmaktır. Örneğin, ‘’ben değersizim’’ ya da “ben yeteneksizim” düşünce kalıbı bilinçaltında yer etmiş bir kişinin, her zaman başkalarının onayını araması ve sonuç olarak hayatta pasif, özgüveni olmayan, karar veremeyen, liderlikten uzak biri olması çok doğaldır. Genelde bireyler bunu inkâr etse de, var olan durum, bilinçaltında yatan düşünceyi doğrular.                            

         Düşündüklerimizi yaşıyorsak, düşündüklerimiz bizi biz yapıyorsa, olumsuzluklarla dolu bir bilinçaltı ile başarıya ve mutluluğa ulaşmamızın ne kadar imkansız olduğu çok açıktır. Olumlu düşünce kalıplarının doğrudan bilinçaltı tarafından edinilmesi, bireyin arzu ettiği pozitif değişimi kısa sürede kalıcı olarak değiştirmesi ise bir mucize değildir. Beynin büyüleyici gücünü, bireyin lehine çevirmektir.

         Bizler mutlak gerçeklerin var olduğu bir dünyada, gerçeklerin peşinde koşan varlıklar mıyız, yoksa gerçekleri üreten, ürettiği gerçekleri yaşayanlar mıyız? Kuantum Düşünce hayatımıza daha çok bolluk ve bereket çekmemizi de sağlar. Kendimizle ilgili derin içsel vizyonumuzu değiştirdikçe daha çok bolluk hayatımıza akmaya başlar. Genel anlamda zenginlik; sahip olduğumuz şeylerle ruhsal varlığımıza kattığımız değerler arasındaki dengeyi anlatır. Çok paraya sahip olmak tek başına zenginlik işareti olmayabilir. Önemli olan bu parayla ne yaptığımızdır. Daha çok kahkaha, daha çok dostluk, daha çok sevgi, daha çok deneyim ve daha çok hayır üretebiliyorsak işte o zaman zenginiz demektir. Özetle Kuantum Düşünce Tekniği, yaşamın temel amacı olan sevinç duygusunu yüreğimizde hissetmemiz için bize imkânlar sunar.”

         O halde kuantum düşünme tekniğini öğrensek hiç de fena olmayacak. Güzel düşünenler güzel görürler. Kainatta uyuyan sayısız ihtimallerden güzel olanları uyandırmak için güzel düşünmeye, güzel düşünceyi de söylemeye,o söylenenleri de eyleme dökmeye ihtiyaç var.

Şemsettin ÖZKAN

31.03.2024 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-serkanozkan.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir