(Toplumsal İlişkiler 1017)
وَيَدْعُ الْاِنْسَانُ بِالشَّرِّ دُعَٓاءَهُ بِالْخَيْرِؕ وَكَانَ الْاِنْسَانُ عَجُولاً
“İnsanoğlu, Allah’tan güzel şeyler istercesine, kötülükleri isteyip durur. Çünkü insanoğlu, pek acelecidir. Peşin olan şeylere düşkündür. Bu yüzden, âhireti dünyada yaşamak ister; kendisini bekleyen mükâfâtı önemsemeden, o acıklı azâbı hiç hesaba katmadan, felâketle sonuçlanacak dileklerde bulunur. Kötülükle karşılaşacağını bildiği hâlde, kendisine hâkim olamayıp Rabb’ine isyan eder. İlâhî tehditlerin doğruluğunun ispatı için mûcizeler, kerâmetler gösterilmesini bekler. Oysa evrendeki şu mükemmel düzen, Allah’ın varlığını, birliğini, adâlet, kudret, hikmet ve merhametini açıkça ortaya koyan birer mûcize değil mi?” (İsra/11)
İnsan kainatın efendisi olmasına efendisidir de hayatı sanki bir çelişkiler yumağı gibidir. Ne yaptığını bazen kestirmek mümkün olmayabilir. Kötülükten yana mı, iyilikten yana mı anlamayabilirsiniz. Rabbine secde mi eder, isyan mı eder öyle bir halet-i ruhiye ile yaşar gider işte.
Emaneti yüklenmiştir omuzlarına lakin bunu taşır mı taşıyamaz mı bunun bile henüz bilincine varamamıştır. Dağların taşların almaktan imtina ettiği o emaneti, zayıf bir varlık olan insanoğlu nasıl almıştır burası da incelenmeye değer doğrusu.
Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil; “dostum dostum güzel dostum!/ Bu ne beter çizgidir bu!/ Bu ne çıldırtan denge!/ Yaprak döker bir yanımız,/ bir yanımız bahar bahçe…” derken bu karmaşık yapıya vurgu yapar.
İnsan için en tuhaf çelişki ne biliyor musunuz? Hayatta insan her şey olabiliyor. Lakin hayatın içinde insan kalabilmeyi ne hikmetse beceremiyor insanoğlu? Mühim olanda insan olarak kalabilmek değil midir?
Şemsettin ÖZKAN
09.04.2023 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com