(Toplumsal İlişkiler 1756)
اَتَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ وَتَنْسَوْنَ اَنْفُسَكُمْ وَاَنْتُمْ تَتْلُونَ الْكِتَابَ اَفَلَا تَعْقِلُونَ
“Ey Ehli Kitap siz kitabı okuyorsunuz. İnsanları kitaba çağırıyorsunuz. Hatta kitapla insanlara hükmediyorsunuz. İnsanları kitaptaki yasalarla cezalandırıyorsunuz. Sonra kendinizi kitaptan muaf tutuyorsunuz öyle mi? Kitaptaki hükümleri kendi yaptıklarınıza uygulamıyorsunuz öyle mi? Yoksa kendinizi ilim sahibi sayarak biz kitaptan muaf tutulduk mu diyorsunuz? Yahut biz bilenleriniz, ermiş insanlarız Allah’ın yasalarına uymaya ihtiyacımız yok, Allah’ın yasalarına cahiller uysun mu diyorsunuz? Yoksa iyiliklerden ve güzelliklerden ne varsa insanlara emredip, onların yapmasını teşvik edip, kendinizi iyilikleri güzellikleri yapmaktan uzak mı tutuyorsunuz?” (Bakara/44)
Lao Tzu; “çok bilenler konuşmaz, çok konuşanlar bilmez” demekle ne kadar haklı değil mi? Zira icra makamı, sözle değil, davranışlarıyla kendini belli eder.
Hz. Şemsi Tebrizi; “bana sevdiğini söyleme, hissettir” derken, icraattan bahseder. Davranışlar sözlerden daha tesirli olup, muhatabı derinden etkiler.
Az konuşanlar genelde bilge insanlardır. Hikmet nazarıyla bakarlar. Hiç konuşmazlar manasına gelmez. Yeri ve zamanı gelince konuşurlar demek istiyorum. Sözü çarcur etmezler. İsrafa kaçmazlar hiçbir zaman konuşmalarında.
Az konuşma da az yeme ve az uyuma kadar hayatımızın en önemli hasletlerinden biridir. Peygamber Efendimiz, her şeyde olduğu gibi az konuşmayla ilgili de ümmetini, dolayısıyla da tüm insanlık âlemini uyarmıştır. İşte bu hâdis-i şeriflerden bir kaçı;
“Dili korumak imanın esasıdır. Kişi dilini korumadıkça imanın hakikatini de bulamaz.”
“İnsanın selameti dilini tutmasındadır. Ya hayır söyle, ya da sus.”
“Dil, belki diğer uzuvlardan daha küçüktür ama yaptığı suç hepsinden çok daha büyüktür.”
“Kim sukut ederse her türlü belâdan kurtulur.”
“Dilin sukutu çok mümtaz bir hikmettir, fakat çok az kişiye bu hikmet nasip olur.”
Peygamber Efendimizden bu hâdisleri işiten Hz. Ebubekir, ağzının içinde her zaman bir taş saklayarak, böylece fazla ve boş konuşmaktan kendini korumaya çalışmıştır.
Manevi büyüklerimiz; “insan dikenlikte çıplak ayakla yürürken ayağına nasıl dikkat ediyorsa, diline ondan daha çok dikkat etmeli” demişlerdir. Az konuşma veya konuşurken kullandığımız sözler niçin bu denli önemli, bunu da ayet, hâdis ve Mesnevi beyitleriyle hep birlikte anlamaya çalışacağız.
Az konuşma deyince sadece suskunluk, bir köşede sessiz sakin oturma aklımıza gelmemeli. Nice kişiler vardır dilleri konuşmaz ama suskunluklarında öyle bir konuşma vardır ki; kulağımızı nasıl tıkayacağımızı bilemeyiz.
Bazı kişiler de vardır ki; uzun uzun konuşur, fakat bu konuşma insana öyle bir huzur ve güven verir ki; ah keşke biraz daha konuşsa da dinlesek diye dua ederiz Hz. Mevlânâ bu durumu Mesnevi’de, cennet ile cehennemin kapısının açılmasına benzeterek şöyle der: “Sözü sırlar sarayının kapısı bil. Güzel bir söz işitince düşün bakalım cennetin hangi kapısı açıldı.
Kötü bir ses mi geldi; bet bir söz mü işittin? Dikkat et bakalım cehennemin hangi kapısı sana açıldı?”(c.6. 3482) bir titreşim. Fakat susmaktan gaye her şeyde olduğu gibi kişinin ve haddini bilmesidir. Çünkü susmak, bilinçsiz bir şekilde susup, bir köşede sessiz kalmak değil, yaşadığımız çeşitli olaylara karşı tevekkül içinde sessiz kalmak veya bir ölçü ve edep içerisinde az ve öz konuşmaktır.
Cenabı Allah; İsra suresi 53, Furkan suresi 63-72, Kasas suresi 55, Hucurât 11-12, Necm 32, Duhâ 10. Ayetlerdeki hitabıyla bizlere az ve öz konuşmanın adabını göstermiştir.
İnsan kendine dikkat etmeli, ağzından çıkanı kulağı duymalı, çünkü onu daima kameraya çekip, yapıp ettiklerini, en ince ayrıntısına varıncaya kadar not eden, kayıtlara geçiren hatta iyi gözüken ancak niyeti bozuk bir eylemini bile ortaya dökebilecek megapiksel görüntülere ulaşılabilecek Kiramen katibin adı verilen kameraman yazıcı melekler vardır:
“İnsan hiçbir söz söylemez ki, onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın.” Bilen insan az konuşur ya da hiç konuşmamayı yeğler. Lakin hiçbir şeyden çakmayan insanlar da makineli tüfek gibi habire konuşurlar da konuşurlar.
Şemsettin ÖZKAN
17.04.2025 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com