(Toplumsal İlişkiler 897)
فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ وَمَنْ تَابَ مَعَكَ وَلَا تَطْغَوْاؕ اِنَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصٖيرٌ
“O hâlde, ey Peygamber ve ey İslâm toplumunun önderi! Rabb’inin yolunda hedefe doğru adım adım ilerlerken, sağa sola sapmadan, yalpalamadan yoluna devam et ve sana emredildiği gibi dosdoğru ol! Sadece sen değil, günahlarından tövbe edip senin yanında yer alan diğer Müslümanlarda böyle olsunlar! Ve sakın
ilâhî yasaları ihlal ederek yâhut hak ve adâlet sınırlarını aşarak azgınlık etmeyin! Unutmayın ki Allah, yaptığınız her şeyi görmektedir.” (Hud/112)
Facebook anılar sayfamda kime ait olduğu yazmayan şöyle bir cümleye rastladım bugün; “çayı közde,sevgiyi gözde, tebessümü yüzde, adamlığı özde, mutluluğu azda arayın.” Ne kadar güzel bir söz. İnternette aramama rağmen sözün kime ait olduğunu bulamadım. Her neyse.
Bir şeyleri ararken yanlış yerde aramamak için güzel bir rota çiziliyor. İyi bir çay, sevgi, tebessüm, adam gibi adam ve mutluluk. Sahi bunları arasan nerede bulabilirsin? Doğru yer ve zamanlama nasıl yapabilirsin? İşte tüm bunların ipuçları veriliyor bu güzel sözün içinde.
Çay dostlukların, sıcacık olanlarına işarettir. Hele bir de yaylada, kamp alanında ateşte pişirilmiş, güzelce demlenmişse içimine doyum olmaz. Çay henüz herşeyin bitmemiş olduğunu söyler bize. Sohbetlerin daha da koyulaşıp demleneceğine işaret eder. Közde olanı en güzelidir çayın.
Neyse ki çayın demi var hayatın gamına inat. Bir dostun gider oturursun yanına, bir çay içimi o çay döker, sen de içini. Rahatlarsın derdini biriyle paylaştığın için.
Çay bizi birtakım gerçeklerle de yüzleştirir. Der ki bize, bekleyen herşey zamanla soğur ve bayatlar. Bu yüzden sorunları “gelin, bir bardak çay içimi de olsa, oturup çözün” der. Çay dostluk köprüleri kurmakta çok mahirdir. Bu yüzden çay davetlerini reddetmemek gerekir. Hele bir de kapkara bir çaydanlığın içinde, ateşte, pişmiş bir çay olursa.
Ya bir insanın sizi sevip sevmediğini nereden anlarsınız? Elbetteki gözlerinden. Gözlerinin içi gülüyor mu? Çünkü gözler ruhun aynasıdır, asla yalan söylemez.
“Tebessüm etmek sadakadır” buyururken sevgili Peygamberimiz, bizi gülümsemeye teşvik eder. Gülen bir yüz her zaman etrafında pozitif enerji yayar. Bu durum, şu asık suratlı çağımızda, daha da bir önem arzediyor.
İnsan olmak, insanın özünden gelen bir şey. “Geceyi boşverin, herkese iyi insanlar diliyorum” diyen Cahit Zarifoğlu, ne kadar da haklıdır. “Usta bana bir oyun öğret de insan olayım” diyen İsmet Özel ise, bizi özde insan olmaya, adam olmaya çağırarak bize yol gösterir.
Ya mutluluğu nasıl bulmalı insan? Nice zenginler bilirim, malın, mülkün içinde yüzerler lakin mutluluğu bulamamışlar. Huzurları yok. Hatta bunların içinde intiharı seçenleri dahi biliyorum. İsimlerini burada anmama lüzum yok. Demek ki, çokluk, herşeye malik olmak, mutlu olmaya yetmiyor. İnsan azla yetinebilmeyi de öğrenmeli ve kanaatkar olabilmeli. Bir ayette; “Kalpler ancak Allah’ı anmakla mutmain olur” (Rad/28) buyurulması, insanın mutluluğunun dışındaki kapitalist ve materyalist yönünden ziyade, ruhunu beslemesiyle mümkün olabileceğine işarettir.
Şemsettin ÖZKAN
09.12.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com