BÜTÜN GÖNÜL DARLIĞI BU ÂLEME GÖNÜL BAĞLAMAKTAN GELİR

 (Toplumsal İlişkiler 1581)

زُيِّنَ لِلنَّاسِ حُبُّ الشَّهَوَاتِ مِنَ النِّسَٓاءِ وَالْبَنٖينَ وَالْقَنَاطٖيرِ الْمُقَنْطَرَةِ مِنَ الذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ وَالْخَيْلِ الْمُسَوَّمَةِ وَالْاَنْعَامِ وَالْحَرْثِؕ ذٰلِكَ مَتَاعُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا وَاللّٰهُ عِنْدَهُ حُسْنُ الْمَاٰبِ 
“Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüş (paraya), salma (serbest dolaşan bakımlı) güzel atlara (lüks arabalara, yatlara), hayvanlara ve ekinlere (bahçelere, bağlara)  duyulan şehvetli tutku insanlara ’süslü ve çekici’ kılındı. (Oysa) Bunlar, (fani) dünya hayatının (geçim) metaıdır. Asıl varılacak güzel yer ise Allah katındadır.” (Al-i imran/14)

Konfor, teknoloji, hız, herşeye erişelebilirlik ve rahatlık çağın insanının meziyetleri. Han istediği yere kervensaray kuruluyor. İstek ve arzularıyla hedonizmin doruklarında geziniyor, hırs küpü sanki.

          Gelin görün ki bu varlık bir o kadar da mutsuz. Stres, anksiyete bozuklukları, obsesyonlar vb psikolojik sorunları ruhunda biriktiriyor. Gönlü daralıyor, yaşamaktan zevk alamıyor. Sıkıntı, öfke nöbetleri, iletişim bozuklukları, insani değerlerden uzaklaşma problemleri yaşıyor.

           Hz. Mevlana; “bütün gönül darlığı, bu âleme gönül bağlamaktan gelir”derken, insanın bu yarasına parmak basıyor.Günümüz Müslümanlarının en büyük sorunu ne biliyor musunuz? Mutsuz, tatmin olmayan, stresli ve huzursuz bir hayat sürmesidir. Darlık, geçimsizlik, günlük geçim sıkıntıları hayatlarını işgal etmiş durumda. Ne yapacağını bilemiyor, rüzgarın önünde bir yaprak gibi, oraya buraya savrulup duruyorlar işte. 

           O halde hayatınıza darlık ve sıkıntı hakim olmaya başlamışsa ne yapalım? Kur’an’la iletişiminizi gözden geçirin. Çünkü yüce Allah şöyle buyuruyor:

“Kim Benim Zikrimden (Kur’ani disiplin ve düzenden) yüz çevirirse, (küfür ve kötülüğe yönelirse) artık onun için (dünyada stres ve kaygı içinde) sıkıntılı bir geçim (mutsuz, doyumsuz ve huzursuz bir hayat) vardır. Kıyamet günü de onu kör olarak mahşere kaldıracağız.” (Taha/124) Buradan anlıyoruz ki; Kur’an’a dayanmayan, doğal ve doğru kurallara uymayan sistemlerde, ekonomik geçim darlığı oluşacak ve psikolojik doyumsuzluk sıkıntısı yaşanacak, toplumda sosyal ve siyasal bunalımlar başlayacaktır.

            Kur’an’dan uzak yaşam biçimi dünya hayatını ahiret hayatına tercih etmekle aynıdır. Bugünün Müslümanlarının da hastalığıdır. Vehn denen dünya sevgisidir bu hastalık. Bu yüzden Müslümanlar her ne kadar sayıca çok olsalar da suyun üzerindeki saman çöpü gibi birbirlerinden de kopukturlar. En büyük hataları Kur’an’a anahtar deliğinden bakar gibi bakmakta ve içinde ne var ne yok haberi olmayanların yanısıra onun hükümleriyle amel etmemektedirler. Bu çok vahim bir durum. Elde tahrif edilmemiş bir kutsal Kitap var lakin bunu uygulayacak bir müntesibi yok. Acaip ve garaip bir hal bu.   

            Keşke insan Kur’an’nın şu uyarısına kulak verip de, bu dünyaya bel bağlamaktan, ona aldanmaktan vazgeçip, gönül darlığından kurtulsaydı;“(Oysa) Bu dünya hayatı, sadece bir oyun ve (eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadan ibarettir. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Keşke (insanlar bu gerçeği) bilmiş olsalardı.” (Ankebut/64)

           Keşke dünya hayatının geçiciliği konusunda, Nasrettin Hoca’daki duyarlılığa sahip olabilsek. Köylülerden biri Hoca’ya sorar:
“- Hoca dünya kaç metre?” Tam o sırada bir cenaze geçiyormuş yanlarından. Hoca onu göstererek;
“- Ona sor! Bak, ölçmüş, biçmiş, gidiyor.” der. 

Şemsettin ÖZKAN
24.10.2024 KONYALTI

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.