(Toplumsal İlişkiler 934)
وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهٖ عِلْمٌؕ اِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤٰادَ كُلُّ اُو۬لٰٓئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُ۫لاً
“Hakkında yeterli bilgin olmayan ve doğruluğunu tam olarak araştırmadığın bir şeyin ardından körü körüne gitme! Ne olursa olsun, sağlam ve inandırıcı delillere dayanmadan, hiçbir konuda kesin yargıda bulunma, hiç kimseyi asılsız söylentilere dayanarak suçlama! Çünkü araştırma yapıp gerçeği öğrenmen için Allah’ın sana bağışladığı kulak, göz ve gönül; bunların hepsi bu yaptığından sorumludur.” (İsra/36)
İnsanı tanımak öyle kolay bir iş değil. İnsanı tanımak bir sanattır, bilimdir, estetiktir, vazifedir ve bir mecburiyettir. Ancak çoğumuz ya bunun farkında değiliz veyahutta umursamıyoruz. Halbuki bugün sorunların başı bu meseleye eğilmememizden geliyor.
Çoğumuz “ne var, insan dediğin ne ki, hergün karşılaşılan birtakım kişilerdir.” diyebilir. Ne var ki, bu kadar bir sözle insanı tanımayı becerebildiğimiz söylenemez. İnsanın tanınması öyle fazla böbürlenmeye ve gururlanmaya izin verecek gibi değildir.
Tersine insanı gerçekten tanıyış, belli ölçüde bir alçakgönüllüğün doğmasını sağlar. Çünkü bize bunun ne büyük bir iş olduğunu öğretir. Öyle bir iş ki, insanlar ta yaşamlarının başından beri üstesinden gelebilmek için uğraşmaktadırlar.
İnsanı tanıyan çok az kişi var aramızda. Örneğin bir kişi hakkında toplum içinde bir yargıya varılırken, elimizdeki bilgilerin bir bütünlük arzetmesine bir gereksinim duyulması lazımken, her ne hikmetse bir ihtiyaç hiç hissedilmiyor. Bu yüzden insanı tanımak öyle her babayiğidin harcı değil.
Hz. Mevlana; “birini tanımadıysan, kimin ve neyin peşinde olduğuna bak! Anlarsın” derken bize bir ipucu verir insanı tanıma adına. O da nedir? Bu adam kimin ve neyin peşindedir, bir bak hele. Bir başka sözünde de “sen neyin peşindeysen o’sun” derken de meşguliyet alanlarımıza nelere ilgi duyduğumuza dikkatleri çeker.
Hz. Mevlana o meşhur şiirinde kişinin değerinin, aradığı şeyle aynı şey olduğunu vurgular:
Eğer sen can konağını arıyorsan bil ki sen cansın.
Eğer bir lokma ekmek peşinde koşuyorsan sen bir ekmeksin.
Bu gizli bu nükteli sözün manasına akıl erdirirsen anlarsın ki
Aradığın ancak sensin sen.
Madendeki inciyi aradıkça madensin.
Ekmek lokmasına heves ettikçe ekmeksin.
Şu kapalı sözü anlarsan anlarsın her şeyi;
Neyi arıyorsan sen osun.
Senin canın içinde bir can var o canı ara!
Beden dağının içinde mücevher var o mücevherin madenini ara!
A yürüyüp giden sofi gücün yeterse ara;
Ama dışarıda değil aradığını kendinde ara.
Şemsettin ÖZKAN
15.01.2023 DOĞANŞEHİR
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-Şemsettin ÖZKAN (Kur’an ve Sünnete Göre) İNSANI TANIMA SANATI 1 (Psikososyal Yaklaşımlar) henüz basılmamış
5-suskunduvar.com