AY VURMUYORSA YÜZÜNE GÜNEŞ DOĞMUYORSA PENCERENE KABAHATİ NE AY DA NE DE GÜNEŞTE ARA KALK GÖZLERİNDEKİ PERDEYİ ARALA

(Toplumsal İlişkiler 1022)

مَٓا اَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللّٰهِؗ وَمَٓا اَصَابَكَ مِنْ سَيِّئَةٍ فَمِنْ نَفْسِكَؕ وَاَرْسَلْنَاكَ لِلنَّاسِ رَسُولاًؕ وَكَفٰى بِاللّٰهِ شَهٖيداً
“Ey insanoğlu! Sana ulaşan her iyilik,  onu kendi irâdenle çalışarak elde etmiş olsan bile gerçekte Allah’tandır. Çünkü bütün iyiliklerin, güzelliklerin kaynağı O’dur. Seni yaratan, iyilik yapma kudret ve irâdesini sana bahşeden ve bu iyilikleri yapmanı emreden, Allah’tır. Başına gelen her kötülük de, Allah’ın katından, yani O’nun izni ve irâdesi ile olsa da senin kendi günahın yüzündendir. 
Çünkü Allah, yapılmasına onay vermediği hiçbir şeyin müsebbibi değildir. Eğer sen, Allah’ın sana bağışladığı imkân ve yetenekleri O’nun istediği yönde kullanmayıp cezayı hakketmişsen, bunun sorumlusu yalnızca sensin.Dikkat edin, burada sözü edilen kötülük, imtihân gereğince insanın başına gelen kaza, hastalık, sakatlık, iflâs, ölüm gibi hâller veya zâlimlerin baskı ve eziyetlerine uğramak, imtihan gereği sıkıntı çekmek gibi “kötü gibi görünen şeyler” değil, kişiyi Allah’ın rahmetinden uzaklaştıran ve hoşnutluğundan mahrum bırakan “gerçek” kötülüktür. Unutmayın ki, insanoğlunun sınırlı bilgisiyle kötü zannettiği bir çok şey, aslında kendi yararına olabilir. Dolayısıyla, imtihân hikmetince insanın başına gelen bu tür ‘kötülükler’ size verilmiş bir ceza değil, aksine birer ilâhî lütuf olduğundan, elbette Allah’tandır. Sonuç olarak, yaratma ve izin verme bakımından iyilik de kötülük de Allah’ın katındandır, fakat onay verme ve razı olma bakımından iyilikler Allah’tan, kötülükler ise kendi tercih ve irâdesiyle onu gerçekleştiren insandandır. Ey
Muhammed! Münâfıkların sözlerine üzülme, sen hiçbir zaman kötülük kaynağı olamazsın. Zira Biz seni, insanlığa iyilik ve güzellikleri öğreterek hayırlara vesîle olan mübarek bir Elçi olarak gönderdik. Buna şâhit olarak da, Allah yeter:” (Nisa/79)

İnsanoğlu kabahati başkasına yüklemekte pek mahirdir. Öyle ki kendine hiçbir zaman fatura çıkarmaz. Hep birilerinde kusur görür.

Hz. Mevlana der ki; “ay vurmuyorsa yüzüne, güneş doğmuyorsa pencerene, kabahati ne ay da, ne de güneşte ara. Kalk gözlerindeki perdeyi arala.” Mum dibine ışık vermez misali hep suçu, kusuru, kabahati, hatayı ne derseniz deyin başkalarında görüyoruz görmesine de ya kendimizde ne zaman göreceğiz? İğneyi başkasına çuvaldızı kendimize ne vakit batıracağız?

Birgün olsun kendimizle ne zaman yüzleşeceğiz? “Kendimi kaybettim gören var mı?” sorusunu sorma vakti henüz gelmedi mi artık? Kendi günahlarımız yüzünden zulme uğradığımızın farkına ne zaman varacağız?

Şemsettin ÖZKAN

14.04.2023 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir