(Toplumsal İlişkiler 175)
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَنْ يَرْتَدَّ مِنْكُمْ عَنْ د۪ينِه۪ فَسَوْفَ يَأْتِي اللّٰهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُٓ اَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِن۪ينَ اَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِر۪ينَۘ يُجَاهِدُونَ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَٓائِمٍۜ ذٰلِكَ فَضْلُ اللّٰهِ يُؤْت۪يهِ مَنْ يَشَٓاءُۜ وَاللّٰهُ وَاسِعٌ عَل۪يمٌ
“Ey iman edenler! İçinizden her kim dininden dönecek olursa, Allah onları yok eder ve yerlerine öyle bir toplum getirir ki; hem Allah onları sever, hem de onlar Allah’ı severler; inananlara karşı çok merhametli ve alçakgönüllü, kâfirlere karşı da son derece şahsiyetli ve onurludurlar; Kur’an’ın ortaya koyduğu hayat sistemini yeryüzünde hâkim kılmak için Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihâd ederler. Bu yolda karşılarına çıkabilecek hiçbir engel onları durduramaz. Çünkü onlar, hiç kimsenin kınamasından, tehdit ve işkencesinden korkmazlar. Yalnızca Rabb’lerinin rızasını kazanmak amacıyla, emîn ve kararlı adımlarla hedefe doğru yürürler.
İşte bu, Allah’ın lütfudur, onu dilediğine bahşeder. Ayrıca, ilâhî lütfa nâil olmak isteyen ve bu yolda gereken çabayı harcayan her kuluna rahmet kapılarını sonuna kadar açar. Öyleyse, güzel davranışlar göstererek O’nun lütfuna lâyık kullar olmaya çalışın. Unutmayın ki, Allah’ın lütuf ve merhameti sınırsızdır, O her şeyi bilendir.” (Maide/54)
Aşkın hikayesini kime sorup nasıl anlatılır gerçekten muamma. Hz. Mevlana bu konuda şöyle der:
“Aşkın hikayesini hiç durmadan feryat eden bülbüle değil, sesiz sedasız can veren pervaneye sor!”
Ömer Hayyam bir şiirinde pervanenin aşkına değinir:
Sevdiğini mertçe seven kişi pervane gibi özler ateşi
Sevipte yanmaktan korkanın masal anlatmaktır bütün işi.
Aynur Avcı bir şiirinde çok güzel anlatır pervaneyi:
Muma düşen pervaneyim
Aşkın ile divaneyim
Sevdan beni kül eyledi
Sensiz ben bir viraneyim.
“Geceleri
balkonda ışığın etrafını alan pervane böceklerini fark etmiş
miydik hiç?” diyor İskender Pala üstadımız ve şunları
ekliyor şem(mum) ve pervane (kelebek) hikayesine:
Aşk
bir farkına varış, bir idrak seviyesidir… ‘Aşk odu önce
ma’şuka, andan âşıka düşer’ derler, malum. Yani aşk ateşi
önce sevilene ondan sonra sevene düşer. Önce sevilende bir ateş
yanmalı ki pervane onun etrafında dönsün, pervane o ateşi
görsün, sonra aşkının farkına varsın… Pervane aşkını
ispat edebilmek için gördüğü anda ışığı, etrafında dönmeye
başlar. bir cezbedir bu. Bu cezbenin gittikçe daralan bir çemberi
vardır. Işığın etrafında döner, döndükçe biraz daha
yakından dönmek ister. Işığı gördüğü anda aşkı ilmel
yakin olarak tanıyan pervane, onu aynel yakin bilmek istediği için
gittikçe mumun etrafındaki çemberi daraltıyor. Çember daraldıkça
pervanenin aşkı artıyor, şevki artıyor, coşkusu artıyor.
Coşkusu arttıkça da cesareti artıyor. Aşk cesaret işidir,
neticede. Ve pervane cesaretle kanadını şöyle bir değdirir
ateşe. İlk lezzettir işte o acı. Acı verir, yakar içini. ama
ona verdiği acı o kadar hoşuna gider ki, daha fazla dönmeye
başlar. Acı ve lezzet… Birbirine zıt bu iki duygunun bir arada
olması nasıl mümkün? İşte bu noktada, azabın ve acının
lezzet olmasındaki sırrı yakalamak gerek.
Azap
kelimesi azp kelimesinden türüyor. Azp lezzet demek. azabın ne
olduğunu buna göre ölçün ve düşünün. İşte kanadının
ucunu bir defa yaktığı zaman pervane ilk azabı duyar; fakat öyle
bir lezzettir ki o azap… Bu azap ve ondan alınan lezzet, insanı
yavaş yavaş nefsinden sıyırıp vuslatı mümkün kılar. bu sefer
daha büyük bir cesaretle kendini ateşe atarcasına gider ışığı
kucaklar ve burada ateş pervaneyi yakar
kavurur. Bir buğday tanesi gibi toparlayıp yere düşürür. Artık pervane ‘hakkal yakin’ biliyordur vuslatı. Bu fenadır. Bu canını verdiği noktadır. mumun bundan haberi bile yoktur belki. Olmasına da gerek yoktur. bu pervanenin aşkıdır çünkü. Aşkı uğruna can veren pervanenin aşkı. ama öbür taraftan mum da yanar. onun aşkı da, acısı da kendincedir. Önce can ipliğine bir ateş düşer ve yanmaya başlar mum… Sonra içindeki o yangını söndürmek için gözyaşı döker. Ateşi su söndürür çünkü. Ama mumun gözyaşları onun ateşine daha da bir güç verir, elemi arttıkça artar ve erir can ipi, sevgilinin yolunda yok olana dek…
Hasılı ateş olmazsa pervane dönmez ya da aşk olmazsa meşk olmaz. Kalın sağlıcakla dostlar…
Şemsettin
ÖZKAN
24.11.2020 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-eksisozluk.com