(Toplumsal İlişkiler 497)
عُـرُباً اَتْـرَاباًۙ
“Öyle ki eşlerine (muhabbet ve ülfetle) tutkun, hep (aynı) yaşıt (mutlu çiftler yaptık).” (Vakıa/37)
Türkçemizde güzel bir söz vardır; “davul bile dengi dengine çalar” diye. Bu dünyanın en mutlu anı da dengin dengini bulması değil midir değerli dostlar?
Cemal Süreya’nın kadın erkek ilişkilerinde bir noktada buluşamayan sevgilileri anlatan güzel bir sözü vardır; “ne güzel adamlar var; seven, bekleyen, özleyen ve ihanet nedir bilmeyen, aşık olabilen. Bir de kadınlar var böylesi adamlara hiç denk gelmeyen” diye.
Hz. Mevlana’nın sözü tam da burada devreye girer. Zıt kutuplar diye bildiğimiz artı eksilerin, örneğin gece ile gündüzün, kadınla erkeğin, siyahla beyazın, aşıkla maşukun da bir dengelenme olduğunu şu sözüyle anlatır:
“Aşk susuzdur, susuzu arar. Bunlar geceyle gündüz gibi birbirinin ardına düşmüşlerdir. Gündüz geceye aşıktır, onsuz olamaz. Fakat bakarsan görürsün ki, gece ona ondan ziyade aşıktır. Onlar birbirlerini aramadan bir lahza bile durmazlar. Daima birbirlerinin ardından koşup dururlar.”
(Mesnevi, VI, 2675-2677)
Yüce Yaratıcının doğada kurduğu en önemli denge bu zıt gibi görünenlerin yanyana bulunmasındaki dengedir. Aşk da susuzsa elbette susuzu arayacaktır elbette kavuşacaklardır tıpkı susayan birinin kavurucu çöllerde su aradığı gibi.
Bu arama işini yaparken şöyle su böyle su olmalıdır, kuyu suyu, çeşme suyu, yok efendim pınar suyu, dağ suyu diya ayrımlara gidersek sonuçta ayrımlar ayrımları doğuracak belki de suya kavuşamayacaktır susuz.
Şems-i Tebrizi’nin aşkın 40. kuralı için dediği o güzel sözü bu konuda mihenk taşı değerindedir;
“Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi
aşk
peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da
cismani mi diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur.
AŞK’ın
ise hiç bir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.
Başlı
başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır merkezinde,
ya da dışındasındır hasretinde.”
Şemsettin ÖZKAN
25.10.2021 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com