ARSLAN KÖPEKLERE BAŞ OLURSA KÖPEKLERİN HER BİRİ KARŞISINDAKİLERE ARSLAN KESİLİR EĞER ARSLANLARA KÖPEK BAŞ OLURSA O ARSLANLARIN HEPSİ KÖPEK GİBİ OLUR

(Toplumsal İlişkiler 1841)

وَعَدَ اللّٰهُ الَّذٖينَ اٰمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْاَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذٖينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دٖينَهُمُ الَّذِي ارْتَضٰى لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ اَمْناً يَعْبُدُونَنٖي لَا يُشْرِكُونَ بٖي شَيْـٔاً وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذٰلِكَ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ  

“Allah, içinizden iman edenlere ve (taat, cihad, hayrü hasenât gibi) salih ameller işleyenlere  (şunları) va’ad etmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl ‘güç ve iktidar sahibi’ kıldıysa, bunları da yeryüzünde ‘güç ve iktidar sahibi’ kılacak, kendileri için seçip beğendiği  (Hakk) dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak (İslami hükümleri tatbik imkânı ve iktidarı sağlayacak) ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirip (huzura ulaştıracaktır.  Çünkü) Onlar, yalnızca Bana ibadet (ve kulluk) yaparlar (her hususta Kur’ani kuralları ve Nebevi düsturları esas alırlar) ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. (Artık) Kim bundan sonra inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.” (Nur/55)

Türk İslam edebiyatının önemli şahsiyetlerinden biri olan Yusuf Has Hacib; (1017-1077) “arslan köpeklere baş olursa, köpeklerin her biri karşısındakilere arslan kesilir. Eğer arslanlara köpek baş olursa, o arslanların hepsi, köpek gibi olur” derken, yönetenlerin yönetilenlerle, ya da yönetilenlerin yönetenlerle, zamanla benzeşeceğini ileri sürer.

             Bu görüş öyle yabana atılacak bir söylem olmasa gerek. Zira etkileşimin zamana yayılmasıyla bu benzeşmeler kök salacaktır. Bu yadsınamaz bir gerçekliktir. Bu yüzden yöneticileri seçerken adil, cesur, görev bilinciyle hareket eden, ehil insanlardan seçilmesi elzemdir. 

             Müslümanın görevi toplumları ayakta tutan değerleri, özellikle ahlak kurallarını ve Allah korkusunu, hak ve hukuka saygıyı tabana yaymaktır. Toplumu düzlüğe çıkarmanın yolu budur. Düzelen bir toplumda ister istemez, yöneticiler de düzelir. 

            Toplumdaki kötülüklerin, haksızlıkların ve yolsuzlukların sorumlusu olarak sadece yöneticileri ve aydınları görmek yanlıştır. Kötü gidişattan herkes sorumludur. Zira bunda genel olarak herkesin az ya da çok payı vardır. İyileşmenin ve düzelmenin şerefi de hem yönetenlere, hem de yönetilenlere aittir. Zira toplum yöneteni ve yönetileni ile bir bütündür.

Mü’min toplum ve onun durumu konusunda iyimser olur. Geleceğin hayırlara vesile olacağını düşünür. Din bâkidir, diye inanır. Din düşmanları ne kadar çok, ne kadar zalim ve gaddar olurlarsa olsunlar zorbalıkla dini yok edemezler. Çünkü dinin sahibi ve koruyucusu Hak Teâlâ’dır. Mü’min en kötü şartlarda bile Allah’tan ümit kesmez, karamsarlığa düşmez.

         İster dünya ölçeğinde, ister İslam âlemi ölçeğinde, ister millet ölçeğinde düşünün her şeyin az ve yavaş da olsa iyiye doğru gittiğini görürsünüz. Eğer bunu göremiyorsanız düşünüş biçiminiz ve bakış tarzınız yanlıştır. Toplumu ve yönetici sınıfını değiştirmeden evvel hatalı olan bakış açınızı değiştiriniz. Bu da bilgi ve kültürle, tarihten ibret almakla ve daha önemlisi bunlara ilaveten Hak Teâlâ’ya güvenmekle olur.

       Toplumda bir hayli yolsuzluğun, kötülüklerin ve haksızlıkların olduğu doğrudur. Bunları azımsamak veya hafife almak da doğru değildir. Ama iyilerin ve iyiliklerin daha fazla olduğu da bir gerçektir.

Şemsettin ÖZKAN
11.07.2025 KONYA

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-sorularlaislamiyet.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir