(Toplumsal İlişkiler 1842)
اِنَّ الَّذٖينَ يَكْفُرُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَيَقْتُلُونَ النَّبِيّٖنَ بِغَيْرِ حَقٍّ وَيَقْتُلُونَ الَّذٖينَ يَاْمُرُونَ بِالْقِسْطِ مِنَ النَّاسِ فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ اَلٖيمٍ
“Allah’ın ayetlerini (gereksiz ve geçersiz görüp bile bile) inkâr edenler, peygamberleri haksız yere öldürenler ve insanlardan adaleti emredenleri (Hakk düzeni gerçekleştirmek ve yürütmek isteyenleri) katledenler (var ya); işte onlara acıklı bir azabı müjdele. (Ki bunu yakında göreceklerdir.)” (Al-i imran/21)
Miguel de Cervantes’in ünlü klasik eseri Don Kişot, tam anlamıyla bir dünya klasiği ve şaheser. Don Kişot’u biz hep kendisine biçtiği rolle hatırlarız. Yeryüzündeki bütün hataları düzeltmeye ahdetmiş, ama ne hatadır, ne değildir, bunun muhasebesini de enine boyuna yapmamış, dur durak bilmez, yüreği doğru yerde olmasa kim bilir, yaptıklarından da öte ne sakarlıklar yapabilecek, sevimli bir kahraman olarak biliriz.
Miguel de Cervantes, yel değirmenleriyle savaşırken, yardımcısı uşağı Sancho’ya dönerek der ki; “üç devle savaşıyoruz Sancho: Adaletsizlik, korku ve cehalet.” Bu cümle, onun her ne kadar saf ve dürüst idealler peşinde koştuğunu gösterir bize.
Maalesef dün olduğu gibi bugün de, uğraştığımız en temel konulardan biridir adaletsizlik. Hem de, her alanda bu adaletsizlik. Dünyada tüm toplumlar, bu baş belasıyla mücadele ediyorlar. Ekonomik, kültürel, sosyal, iktisadi, siyasi, hukuk vb birçok konuda adaletsizlikler, almış başını gidiyor. Mevzu o kadar derin, ağır ve çok çalışılması gereken bir konu ki. Kim, nasıl çözecek bu konuyu, doğrusu bilemiyorum.
Diğer bir konu fobiler (korkular) meselesidir. O kadar çok korkusu var ki insanın, doğrusu burada hangi türünü gündeme getireceğimi de bilemiyorum. Psikolojik bir vaka olarak karşımızda duran korkularımız da, doğrusu tedaviye muhtaçtır. Zira korkular, ileriye ket vuran en önemli engellerdir. Doğru, düzgün bir iş yapamazsın. Hep o fobilerin, tepende bir zebani gibi durur. İş becerme göstergen, hep sıfırı gösterir.
Ya cehalete ne demeli? Okumayan, sorgulamayan, düşünmeyen bir toplum, ya da birey, kaç adım ilerleyecek ki? Karanlıklarda gezen, ışıktan yoksun, yaşadıkça ne kadar gidebilecek ki? Cehaletin koynunda gözlerini dünyaya açmış, onunla büyümüş ve hâlâ onunla yüzleşmemiş olanlar, kendine, topluma ve tüm insanlığa, ne sunabilirler ki? Kocaman bir HİÇ.
Şemsettin ÖZKAN
12.07.2025 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com