SENİN DEĞİLSE ALMA DOĞRU DEĞİLSE YAPMA GERÇEK DEĞİLSE SÖYLEME BİLMİYORSAN SUS

(Toplumsal İlişkiler 1793)

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ 

“Ey iman edenler! (Kendiniz yapmadığınız ve) Yapamayacağınız şeyleri niçin (boşuna ve hava atmak kastıyla başkasına) söyler (ve söz verir)siniz?” (Saf/2)

Oldum olası şu Japonlara hayranlık duymuşumdur. Bende dürüst imajı bırakıyorlar. Yaptıkları işi sağlam yapmaya bakıyorlar. Sorumluluk üstleniyorlar. Başarısız olurlarsa faturayı da kendilerine kesiyorlar.

            Bir Japon atasözü der ki; “senin değilse alma, doğru değilse yapma, gerçek değilse söyleme, bilmiyorsan sus.” Ne güzel söz değil mi? Beleşçi olma, sana ait olmayanı alarak sakın ola ki hırsızlık yapma diyorlar. Alınteri dökerek, emek sarf ederek, bir şeyi elde etmeye bak diyorlar.

            Doğru olduğuna inanmadığın bir şeyi yapma kardeşim diyorlar, yapma! Yanlışsa bir şey niye gerçeğin dışında bir alan oluşturarak başkalarının yanmasına niçin rıza gösterirsin, demekle ne kadar da haklılar değil mi?

             Hakikat değilse söyleme derken yalan konuşma, insanları kandırma diyorlar. Şems-i Tebrizi; “dürüstlük bir şehirdir. Ben de o şehrin sultanı olarak görüyorum kendimi. Ve ben o şehirde kendim yaşayayım, kendim öleyim, kendim korunayım isterim” derken, bir insanda insanlık namına olması gereken en önemli azığa işaret eder. Öyle ki bu azık hava gibi su gibi yaşamsal öneme haiz olmazsa olmazlardan doğruluk ve dürüstlüktür.

             İman dahi o olmazsa, sinede barınamaz. İlla olacak, illa olacak dediğimiz bir azık bu. Yani yalanla iman bir arada asla bulunamaz. Mü’min günahkar olmuş olabilir ancak yalancı olamaz. Dürüst bir portre çizmesi de yetmez dürüst olmak elzemdir. Bunu kendine ilke edinmek zorundadır. Bunu bir yaşam felsefesi haline getirmesi gerekiyor. 

             Doğruluk deyince sadece sözde doğruluk akla gelmemeli hayatın tüm zaman ve mekanlarında dürüstlük hüküm sürmelidir bir Müslüman için. Sözde doğru ama niyetinde doğru değil olmaz böyle bir dürüstlük. Davranışlarında doğru değil, böyle bir yaklaşım tarzı makbul değildir.“Doğruluk pahalı bir mülktür öyle her insanda kolay kolay bulunmaz” diyen Hz. Ömer efendimiz, ne kadar haklı değil mi dostlar? O zaman insan, önce dürüstlüğü öyle dışarda sağda solda, falanda filanda arayacağına, kendinde aramalı değil midir?

             “Dürüstlük dost kapısıdır” diyen Hacı Bektaş Veli’ye, Dostoyeviski “dürüstlük size fazla arkadaşlık kazandırmaz fakat her zaman kalıcı dostlar kazandırır” diyerek, doğruluğun insanın pozitif bakış açısına sahip olmadaki rolüne işaret eder.

             Herkes uğraşır durur doğru insanı bulayım diye, oysa kimse aynaya bakmaz, doğru insan mıyım diye. Sorun insanın bizatihi kendisinde. Başkasında gördüğü kusurlar aynaya yansıyan insanın kendi aksidir. İnsan başkasını eleştirirken kendini de eleştirir oysa. Lakin ne hikmetse bunun farkına varamaz bir türlü. 

Şemsettin ÖZKAN
24.05.2025 GÜZELYALI

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir