(Toplumsal İlişkiler 1645)
وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَمٖيعاً وَلَا تَفَرَّقُوا وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ اِذْ كُنْتُمْ اَعْدَٓاءً فَاَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَاَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِهٖٓ اِخْوَاناً وَكُنْتُمْ عَلٰى شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ فَاَنْقَذَكُمْ مِنْهَا كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمْ اٰيَاتِهٖ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ
“(Eğer gerçekten iman ediyorsanız) Allah’ın ipine (Kur’an hükümlerine) hepiniz birden (el birliği içinde) sımsıkı sarılın. (Sakın) Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani bir vakit sizler birbirinize düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. (Ümmet ve uhuvvet şuuruyla güç kazandınız.) Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, (Kur’an ve Resulüllah sayesinde) oradan sizi kurtarmıştı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah size ayetlerini böyle açıklamaktadır.” (Al-i imran/103)
Enfal suresinin 46. ayeti bizi şöyle uyarıyor:
وَاَطٖيعُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَلَا تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ رٖيحُكُمْ وَاصْبِرُوا اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الصَّابِرٖينَ
“Allah’a ve Rasulüne itaat ediniz, Kurân’ı ve sünneti uygulayınız, tebliğine, teşriine riayet ediniz. Birbirinizle didişmeyiniz, çekişmeyiniz, hasmane bir mücadele içine girmeyiniz. Çekingen, korkak ve yılgın hale gelirsiniz. Manevî gücünüz, kamuoyundaki etkiniz ve itibarınız kaybolur. Maddi gücünüz, kuvvetiniz, devletiniz, liderliğiniz elden gider. Sabırla mücadeleye devam edin. Allah sabrederek mücadeleye devam edenlerle beraberdir.”
Yunus Emre’nin; “bölünürsek yok oluruz, bölüşürsek tok oluruz” sözü, birlik ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunu gösterir. Bölünmek yok olmak demek, beraberlikse var olmak demektir. Beraber olmak aynı zamanda bir dilim ekmek de olsa bölüşmek demektir.
Henry Ford; “biraraya gelmek başlangıçtır, birarada durabilmek ilerlemedir. Beraber çalışmaksa başarıdır” derken vurguladığı şey de birlik ve beraberliğin nelere kadir olduğunu göstermektir. Çok sevdiğim Mehmed Akif’in; “Birlik” şiirini burada yeniden hatırlamamak elde değil.
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;
Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,
Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun.
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,
Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar
Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsar,
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;
Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!
Bir zamanlar Hint masallarının efsane ismi Beydaba’dan zalim bir avcının tuzağına düşmüş güvercinler hikayesini okumuştum. Güvercinler yere yem serpilmiş bir alana konmuşlar. Yemeğe koyulunca zalim avcı ağını atarak onları esir almış. Güvercinler kara kara bu tuzaktan nasıl kurtulacaklarını düşüne dursunlar içlerinden bilge bir güvercin;
– Arkadaşlar buradan nasıl kurtulacağımızı biliyorum, demiş. Diğer güvercinler hep bir ağızdan;
– Nasıl demişler. Bilge güvercin;
– Beraber hareket edip aynı anda “ya Allah, bismillah” deyip, kanat çırpıp havalanacağız. Kimse ben güçlü biriyim, zayıfım, yaşlıyım, gencim demeden elinden geldiğince ne yapabilirse yapacak. Kimse kimseyi hafife almayacak. Herkesin birlikte neler yapabileceğini takdir edecek, kimse kimseye karşı övünüp böbürlenmeyecek, demiş. Sonra da bu planı uygulamaya koymuşlar. Birlik beraberlik içinde hareket edip ağla birlikte havalanmışlar, zalim avcı da arkalarından öylece bakakalmış. Güvercinler de böylece tuzaktan kurtulup, özgürlüklerine kavuşmuşlar.
Şemsettin ÖZKAN
27.12.2024 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-istanbulerkeklisesi.meb.k12.tr
5-suskunduvar.com