(Toplumsal İlişkiler 1633)
وَابْتَغِ فٖيمَٓا اٰتٰيكَ اللّٰهُ الدَّارَ الْاٰخِرَةَ وَلَا تَنْسَ نَصٖيبَكَ مِنَ الدُّنْيَا وَاَحْسِنْ كَمَٓا اَحْسَنَ اللّٰهُ اِلَيْكَ وَلَا تَبْغِ الْفَسَادَ فِي الْاَرْضِؕ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِدٖينَ
“(Öyle ise ey mü’min!) Allah’ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payını (nasibini) unutma. (Dünya da, ahiret de Müslümanlarındır. Ey sermaye sahipleri! Allah’ın size verdiği servet ve nimetlerle, ahiret yurdunu kazanmaya çalışın. Zekât ve cihad için harcayın. Bu arada dünyadan da nasibinizi unutmayın. Meşru yollardan çalışıp kazandığınız serveti kendiniz, aileniz ve yakınlarınız için örfe, âdetlere ve standartlara uygun olarak helâl yolda harcayın, cimrilik yapmayın.) Allah nasıl sana in’am ve ihsan edip (zenginlik) verdiyse, sen de (fakir fukaraya, işçi ve memuruna) öylece iyilik ve ikramda bulun(un. Sakın fakirin, işçi ve memurun hakkını ketmederek) yeryüzünde bozgunculuk (ve anarşi) çıkarma(yın). Zira gerçekten Allah fitne fesat çıkaranları asla sevmez (ve onları felaha-başarıya da ulaştırmayacaktır).” (Kasas/77)
İnsanoğlu bir şeyler verince elindekinin azalacağını sanır tam bir materyalist bir kafayla. Hiç düşünmez ki bu işin bir de bereket yanı var. Cimrileşir de cimrileşir.
Hz. Mevlana; “neyi feda edersen o sana ihsan edilir neye kıyamazsan onunla sınanırsın” derken buna işaret eder. Ne kadar fedakar olursan o derece hatta misliyle sana verilir. Ne kadar da elini kısarsan o derecede elinden eksiltilir.
Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “Şu iki haslet bir mü’minde bulunmaz:Cimrilik ve kötü ahlak.” (tirmizi,Birr 41) Anlayacağımız Müslüman cimri, olmaz, olamaz ve olmamalıdır. Olursa sıkıntılı bir inançtır onun bu hali. Gerçekten cimrilikten kaçınmak lazım. Nice topluluklar cimrilikleri kötü ahlakları ile birleşince helak oldu. Ad, Semud ve benzeri toplumların ileri gelen zengin, cimri ve ahlaksız yapılarıyla birleşince tarih sahnesinden silinmedi mi? Fakir fukaranın ahını almadılar mı? Hala da ezmeye devam ediyorlar. Ne sanıyoruz bu virüsler zenginlerin cimrilik ve kötü ahlaklarından türemedi mi? Zenginleri doyuramadığımız için fakirlik var.
Necip Fazıl “aldığımız nefesi dahi geri veriyorsak, hiçbir şey bize ait değil,” demekle haksız sayılmaz. Dünyanın en zengini olsan bu dünyadan bir gram götüremezsin. Dünya malı dünyada kalır. Nice krallar tacı tahtı bıraktı gitti, nice zenginler malı mülkü bıraktı gitti. Çünkü hiçbir şey bize ait değil. Mal Allah’ındır. Elimizdeki eşya ve mal bir şekilde anne ve babamızdan kalmış. Ona da anne ve babasından kalmış. Onlara da onların anne ve babasından veya birilerinden kalmış. Ama hiç kimse giderken bir eski çorabını dahi götürememiş.
Ölüp de bu hayattan göçen hiç kimse, gittiği yere kendisi ile birlikte hiçbir şey götürmez. Diğer tarafa bir çöp götürmek bile mümkün değildir. Hal böyle iken insanlar yaşamları boyunca mala mülke, zenginliğe gereğinden fazla önem vermemeli, ihtiyaç sahiplerin de yardım etmelidir.
Bilindiği gibi dünyanın gelmiş geçmiş en zengin insanlarından birisi Karun’dur. ”Karun kadar zengin” ifadesi de oradan gelmektedir. Onun onlarca deve yükünde altınlarının olduğu söylenir. Ancak o da öldüğünde kendisi ile beraber değil altınlarını, altın dişini bile götürememiştir. İnsanların açgözlülüğü, doyumsuzluğu bitmez. Allah yardımlaşmayı, cömert olmayı, zekat vermeyi emretmişken ve bunun karşılığında cennetini vaat etmişken, insanların çoğu bunu hiç önemsemezler. Tek gayeleri servetine servet katmaktır.
İsa peygamber ile şeytan arasında geçen şöyle bir konuşma anlatırlar. İsa: ” Halktan en çok kimi seversin” diye sorunca, şeytandan şu cevabı almıştı: ” İmanlı olmakla beraber cimri olanı” Bundan sonra sevmediği kimseyi sordu: “Cömert olan fasık kişiyi sevmem.” cevabını aldı. Bunun sebebini sordu. Şeytan onu da şöyle anlattı: “İmanlı cimri, bir gün cimriliği sonunda imanını kaybedebilir; fasık kişi ise, cömertliği yüzünden iyilere katılabilir.”
Şemsettin ÖZKAN
15.12.2024 KONYA
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-suskunduvar.com
5-1000kitap.com