DE Kİ EY CAHİLLER BANA ALLAH’TAN BAŞKASINA KULLUK ETMEMİ Mİ EMREDİYORSUNUZ?

(Toplumsal İlişkiler 1555)

قُلْ اَفَغَيْرَ اللّٰهِ تَأْمُرُٓونّٖٓي اَعْبُدُ اَيُّهَا الْجَاهِلُونَ 
“De ki: “Ey cahiller! Siz bana Allah’tan başkasının yasalarına uyarak onlara ibadet etmemi mi emrediyorsunuz?” (Zümer(64) 

Mekke putperestleri, Hz. Peygamber’i atalarının dinine karşı çıkmakla suçlar ve onu putlarına tapmaya davet ederlerdi. Burada onlara verilmesi gereken cevap özetlenmektedir. Cevabın soru şeklinde düzenlenmesi, ayrıca putperestlere “ey cahiller” diye hitap edilmesi hem Hz. Peygamber’in bu teklifi reddetmedeki kararlılığını yansıtma hem de böyle bir teklif yapmaya kalkıştıkları için, muhatapları ayıplama amacı taşımaktadır. Nitekim “cahil” kelimesi özellikle dönemin putperest Araplar’ı için kullanıldığında özetle “küstah, bağnaz düşüncesiz, akılsız” anlamına gelir (bk. Mâide 5/50; Furkan 25/63-65). 65-66. âyetler ise putperestliğe karşı koymanın bütün peygamberlere yüklenmiş aslî görev olduğunu göstermektedir.  

          Mehmet Türk; “Ey cahiller! Şimdi siz bana Allah’tan başkasına mı kulluk etmemi emrediyorsunuz? de” ayetinde geçen “cahil” kavramını şöyle açıklamıştır:                                                    

          Câhil, (Câhiliyye): Bilmeyen, bilgisiz, tecrübesiz, ilim ve irfandan haberdar olmayan kimse demektir. Cahilin içinde bulunduğu hâle de “cehalet” denir. Ayrıca cehalet, ilmin karşısında olmak, bilmemek manasını taşır. “Câhiliyye” ise; bilgisizlik ve gerçeği tanımama anlamına gelir. Arabistan’da İslâmiyet’in yayılmasından önceki döneme “cahiliyye” devri adı verilir. “Cahiliyye”, insanın Allah’ı gereği gibi tanımaması, Ona kulluk etmekten uzaklaşması, Onun ilâhî hükümlerine değil de kişinin kendi hevâ ve hevesine uyması, insanların koyduğu emir ve yasaklara, siyasî sistem ve düşüncelere inanmasıdır. İslâm’ın hâkim olmadığı ortamlar Cahiliyye çağlarıdır. Cahiliyye insanları, Allah’ın varlığını kabul etmekle beraber putlara taparlardı. Onlar putlarının Allah katında kendilerine “şefaatçi” olacaklarına inanırlar ve: “Biz onlara ancak bizi daha çok Allah’a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” (Zümer: 3) derlerdi. Cahiliyye çağında içki, kumar, tefecilik, fuhuş ve kız çocuklarını diri diri toprağa gömmek çok yaygındı. Cahiliyye; bir inanma biçimi, bir şeyi gerçeği dışında bilmek, anlamak ve buna göre amel etmek demektir. Bu duruma göre Cahiliyye; insanın ve toplumun İslâm öncesi ve İslâm dışı bir yaşayış biçimiyle yaşaması demektir. Doğru yolun zıddı, ilmin aksi olan, eskiyen ve değişken olan, bölgelere, kavimlere ve anlayışlara göre kurulan her türlü İslâm dışı rejimler; “cahilî sistemler” ve hükümleridir. Cahiliyye; “insanı, insana ve topluma köle yapan bir sistemin; beşeriyeti Allah’a ibadetten uzaklaştırıp, herhangi bir adla anılan beşerî sistem ve prensiplere itaate zorlayan yönetimin” adıdır. İnsanları, kavimlere, renklere, tarihlerinin karanlık çağ efsanelerine yönlendiren, ümmet şuurundan uzaklaştırmaya çalışan her türlü despotizm, cahiliyenin bir görüntüsüdür.
 

Şemsettin ÖZKAN
28.09.2024 GÜZELYALI

KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 631

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.