(Toplumsal İlişkiler 1378)
مَا جَعَلَ اللّٰهُ لِرَجُلٍ مِنْ قَلْبَيْنِ فٖي جَوْفِهٖۚ وَمَا جَعَلَ اَزْوَاجَكُمُ الّٰٓئٖ تُظَاهِرُونَ مِنْهُنَّ اُمَّهَاتِكُمْۚ وَمَا جَعَلَ اَدْعِيَٓاءَكُمْ اَبْنَٓاءَكُمْؕ ذٰلِكُمْ قَوْلُكُمْ بِاَفْوَاهِكُمْؕ وَاللّٰهُ يَقُولُ الْحَقَّ وَهُوَ يَهْدِي السَّبٖيلَ
“Allah, bir erkeğin göğsüne, iki ayrı kalp-gönül planlayıp yerleştirmedi, bir erkeği iki ayrı ruhtan müteşekkil iki ruhlu, iki şahsiyetli yaratmadı. Zıhar yaptığınız, analarınız kadar haram saydığınız eşlerinizi de analarınız haline getirmedi. Evlatlıklarınızı da öz oğullarınız yerine koymadı. Bunlar sizin ağızlarınızdan kaçan sözlerden ibarettir. Allah gerçeği, hakkı, doğruyu söyler, doğru yolu, İslâmî hayatı aydınlatıcı bilgiler verir.” (Ahzab/4)
19. Yüzyılın büyük İngiliz ressamlarından William Holman Hunt’ın, bir bahçeyi tasvir eden bir tablosu, Londra Kraliyet Akademisi’nde sergileniyordu. Hunt’ın “Kainatın Işığı” adını verdiği bu tabloda, geceleyin elindeki fenerle bahçede duran filozof kılıklı bir adam görülüyordu. Adam, serbest kalan eliyle bir kapıya vuruyor ve içeriden bir cevap bekler gibi görünüyordu.
Tabloyu tetkik eden bir sanat eleştirmeni Hunt’a dönerek:
“- Güzel bir tablo doğrusu, ama manasını bir türlü kavrayamadım” dedi.
“Adamın vurduğu kapı hiç açılmayacak mı? Ona tokmak takmasını unutmuşsunuz da…” Hunt gülümsedi:
“- Adam alelade bir kapıya vurmuyor ki..” dedi.
“- Bu kapı, insan kalbini temsil ediyor. Ancak içeriden açılabildiği için dışında tokmağa ihtiyaç yoktur.”
Hz. Mevlana’nın; “duydum ki kapıma gelmiş tokmak olmadığı için kapıya vurmadan geri dönmüşsün bilmez misin kalp kapısının tokmağa ihtiyacı yoktur o ancak içeriden açılır” sözünde anlatılmak istenen de, kalp kapısının tokmağının olmadığıdır. Zira o kalp kapısı ki, ancak içeriden açılır.
Nurettin Topçu üstadımız; üç hakimin hükmünde hata aramaz. Kalbin, kaderin ve ölümün. Kalp birini sevdimi bundan şüphe edilmez. Sevdiyse sever, sevmediyse de sevmez arkadaş. Kimse zorlayamaz sevmeye kalbi. Çünkü o özgürdür, samimidir, üstüne üstlük bir o kadar da cesurdur.
Bilmiyorum kaç kere çaldınız bir kalbin kapısını? Bazen bir kalbin kapısının açılabilmesi için sadece zile basar ve beklersiniz. Şayet açılırsa ne mutlu sana, açılmazsa beklerken öğrendiklerin ve izlenimlerin yeter sana.
Belki de kalbin içeriden de bir kolu yoktur. Öyle ki kalbine hitap etmesi falan yeterli değildir. Bu izah edilemeyen bir durum da olabilir. Bazen çok istersin, ama o kapıyı içerden açıpta kapıdakini alamazsın içeriye. Ya da bir başka versiyonda içeride olan kimse orada olmayı haketmiyordur. Kapının önüne koymayı istersin. İhtimaller çok. Ama şunu unutmamak gerekir ki, sevgiye asla ket vurulamaz. Çılgın bir sel gibidir o kimse onu asla durduramaz.
Şemsettin ÖZKAN
04.04.2024 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-dahibeyin.blogspot.com