(Toplumsal İlişkiler 1334)
وَمَنْ يُطِـعِ اللّٰهَ وَالرَّسُولَ فَاُو۬لٰٓئِكَ مَعَ الَّذٖينَ اَنْعَمَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيّٖنَ وَالصِّدّٖيقٖينَ وَالشُّهَدَٓاءِ وَالصَّالِحٖينَۚ وَحَسُنَ اُو۬لٰٓئِكَ رَفٖيقاًؕ
“Her kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse (ve sonuna kadar İslam’da ve cihadda sebat gösterirse), işte onlar Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddıklar (Hakkı doğrulayan sadıklar), şehitler ve salihlerle beraberdirler. Bunlar arkadaş olarak; ne iyi ve ne güzel (kimseler)dir.” (Nisa/69)
Estetik felsefe; güzeli ve güzelliği insan belleğinde ve duygularında etkilerini konu alır. Her ne kadar estetik batı kalıplarından modern çağın yeni bir dini gibi algılansa da güzellikle birlikte algılanması da bir hayli sıkıntılıdır.
Zira estetik nesneye dönük oluşundan olsa gerek ondan ahlaka geçemezsin. Halbuki güzellik hayatın içinde sanatı da içine alan kendisinden ahlaka geçiş sağlanan bir karakter sunar bize. Bu yüzden güzelliği tercih ederim. Estetik anlayışta çirkin bir kadının sadaka vermesi yakışık almazken, güzellik anlayışında çirkin kadının sadaka vermesi de yakışık alır.
Şemsi Tebrizi’nin; “göz hoşuna gideni sever, akıl kendisini anlayanı sever ama ruh kendine benzeyenden başkasını sevmez” sözü bize güzellik anlayışında gözün hoşa gideni söylemesinde hayatın içinde aranan ve bulunan o güzelliğin etkisidir.
George Orwell; “insan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki de” derken akıl mefhumunun anlamayla olan bağlantısına dikkatlerimizi çeker. Eğer insan karşısındakini anlamaya çalışırsa sevmesi de kolay olacaktır zaten. Bu yüzden insan muhatabını anlamaya çalışmalıdır, onu dinleyerek ona değer verdiğini gösterirse sevilecektir.
Ruhların ülfeti ise bambaşka bir olay. Onlar ancak kendilerine benzeyene iltifat ederler. Benzeşmezlerse asla birbirini sevmezler. Ruhların dili vardır. İlk defa gördüğümüz, hiç tanımayıp o an orada tanıştığımız bazı insanlarla bazen yıllar yılı tanışıyormuş gibi iletişim kurarız. Bu hâli Efendimiz (s.a.v) şöyle ifade eder: “Ruhlar donanmış askerlerdir. Ezelden tanışanlar birbirlerini sever, birbirleriyle ilişki kurarlar; ezelde birbirlerinden kaçanlar ihtilaf eder, karşılıklı ısınamazlar.” (Kenz’ul Ummal,24741)
Hz. Mevlâna da; “canınla canım arasında, bundan önce bir geçmiş vardı, orada tanışmıştık biz” derken benzeşen ruhların birbirini sevdiğinden söz eder.
Şemsettin ÖZKAN
20.02.2024 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-pixabay.com
4-1000kitap.com