BURALARDA MEVSİMLER BİLDİĞİN GİBİ GÖK GÜRÜLTÜLÜ VE AŞK YAĞIŞLI

(Toplumsal İlişkiler 1330)

وَقَالَ نِسْوَةٌ فِي الْمَدٖينَةِ امْرَاَتُ الْعَزٖيزِ تُرَاوِدُ فَتٰيهَا عَنْ نَفْسِهٖۚ قَدْ شَغَفَهَا حُباًّؕ اِنَّا لَنَرٰيهَا فٖي ضَلَالٍ مُبٖينٍ
“Şehirde (birtakım) kadınlar: “Aziz (Vezir)’in karısı kendi uşağının nefsinden murad almak istiyormuş. Öyle ki (şehvet tutkulu) sevgi onun bağrına sinip oturmuş… Biz doğrusu onu açıkça bir sapkınlık içinde görüyoruz” diyerek (dedikodu yapmaktalardı)”  (Yusuf/30)

Kime ait olduğu yazmayan bir sosyal medya paylaşımında; “buralarda mevsimler bildiğin gibi gök gürültülü ve aşk yağışlı” denilmesi ne kadar güzel değil mi?

        Aşk, aşk, aşk… Yine de aşk. Musikinin o eşsiz kuralı; “aşk olmazsa meşk olmaz.  “Aşk” sevginin şiddetli hali değil mi? Bu kelime Kur’an’da geçmez. Kur’an’ın tercih ettiği kelime,              “şiddetli sevgi (hubben şedid)” veya “vedud”dur.

       Şunu unutmamalı ki, Hz. Mevlana dini iyi anlamış, özümsemiş bir din bilginidir. O felsefesinin temelini aşk ile yoğurmuştur. Dinin temelinde ve ibadetlerin özünde de aşk vardır. Ona göre kölenin, tüccarın ve aşığın ibadetlerinde farklılıklar söz konusudur. Köle korkudan ibadet ederken, tüccar bir menfaat umduğundan örneğin cenneti isteyip cehennemden kaçmak için ibadet etmektedir. Ya aşık öyle mi? O Rabbi onu ister cennetine koysun ister cehennemine sırf Allah rızası için aşkla ibadet etmektedir. Onun felsefesinde aşk her daim baş köşededir.

        Mevsimlerin gök gürültülü aşk yağişlı olduğu güftesi musikimizin ve tasavvuf edebiyatımızın piri Yunus Emre’ye ait olan bestekarı bilinmeyen Segah eseri okuduğunuzda aşkın doruklarda terennüm edildiğine siz de hak vereceksiniz:           

Aşkın aldı benden beni,
Bana seni gerek seni,
Ben yanarım dün ü günü,

Bana seni gerek seni.

Ne varlığa sevinirim,
Ne yokluğa yerinirim,
Aşkın ile avunurum,
Bana seni gerek seni.                                                                                               

Aşkın aşıklar oldurur,
Aşk denizine daldırır,
Tecelli ile doldurur,
Bana seni gerek seni.                                                                                    

Aşkın şarabından içem,
Mecnun olup dağa düşem,
Sensin dünü gün endişem,
Bana seni gerek seni.                                                                                         

Sufilere sohbet gerek,
Ahilere ahret gerek,
Mecnunlara Leyla gerek,
Bana seni gerek seni.

Eğer beni öldüreler,
Külüm göğe savuralar,
Toprağım anda çağıra,
Bana seni gerek seni.

Cennet cennet dedikleri,
Birkaç köşkle birkaç huri,
İsteyene Ver anları,
Bana seni gerek seni.

Yunus’dürür benim adım,
Gün geçtikçe artar odum,
İki cihanda maksudum,
Bana seni gerek seni.

Şemsettin ÖZKAN

16.02.2024 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-suskunduvar.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir