(Toplumsal İlişkiler 1311)
وَمِنْ اٰيَاتِهٖٓ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجاً لِتَسْكُـنُٓوا اِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةًؕ اِنَّ فٖي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ
“O’nun (Allah’ın) ayetlerinden (vahdet ve rahmet alâmetlerinden)
birisi de, kendileriyle huzura kavuşmanız (ve kaynaşmanız) için, size kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranıza muhabbet ve merhamet koymasıdır. Şüphesiz bunlar düşünen bir topluluk için (ne büyük hikmet ve) ibretler barındırmaktadır.” (Rum/21)
İnsan sosyal bir varlıktır. Bir arada yaşamak ve toplumsal ilişkileri önemsemek zorundadır. İnsani münasebetlerin en önemlilerinden birini de kadın erkek ilişkileri oluşturuyor.
Çağın stresi dayanılmaz boyutlarda. Kimse kimsenin kahrını çekemez oldu. Kimse kimseye katlanamaz oldu. Herkes birbirine güle güle deyip geçiyor. Boşanmalar ise tavan yapmış durumda. Kimse kimseyi anlamıyor ya da anlamak istemiyor.
Nazım Hikmet’in meşhur; “o bensizliği göze aldıysa, ben onsuzluktan bir şey kaybetmem” sözü de, çiftlerin birbirine eyvallah dedikleri cinsten. Aslında şair sevdiğinden vazgeçmiş değil, lakin meydan okuması ilginç. Yani vazgeçilmez değilsin der gibi. Gardını hiç düşürmüyor. Zararlı çıkacak olan sensin demeye vardırıyor lafı.
Sezai Karakoç’un Mona Rosa’ya yazdığı mektup da şöyle bitiyor: “Beni çıkardığında anlamın bozulmuyorsa bundan böyle ayrı yazılalım.” Üstadın gençlik yıllarında sevdiği kıza akrostiş tekniğiyle yazdığı Mona Rosa (Tek Gül) adlı şiiri edebiyatımızın en güzel şiirleri arasında yerini almıştır. Üniversite yıllarında Ankara’da Mülkiye’nin İnek Gününde okuduğu bu şiir dinleyenler tarafından çılgınca alkışlanmıştır. Şiirin kıtalarının baş harflerine bakılırsa MUAZZEZ AKKAYAM ismi çıkıyor. Ancak şair aşkına karşılık bulamamış ve evlenmemiştir hayatı boyunca, ama Muazzez hanım evlenip çoluk çocuğa da karışmıştır. Gelin bu şiiri bir hatırlayalım:
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek
Zeytin Ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir, södü lambalar
Uyu da turnalar girsin Rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları
Ki, ben, Mona Roza bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar Su kenarında
Ki, ben, Mona Roza bulurum seni
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev Alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Birgün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Altın bilezikler, o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki, can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki, kapalı gece ve Güne
Altın bilezikler, o kokulu ten
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza, siyah güller, ak güller.
Şimdi bu şiir bana neyi hatırlatıyor biliyor musunuz değerli dostlar? Ruhlar birbirine yakınlaşmadığı sürece olmuyor olmuyor işte. Bakınız Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh)’ten rivayet edilen bir hadiste “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ne buyuruyorlar:
“Ruhlar toplanmış cemaatler (gibidir). Onlardan birbiriyle (önceden) tanışanlar kaynaşır, tanışmayanlar ayrılırlar.” (Buhârî, Enbiya 2; Müslim, Birr 159, (2638); Ebû Dâvud, Edeb 19, (4834)
Şemsettin ÖZKAN
28.01.2024 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-suskunduvar.com