DOSTUM PAZARA GİT KENDİNE BİR DERT SATIN AL BULAMAZSAN GEL BENDEN ÖDÜNÇ AL

(Toplumsal İlişkiler 1302)

وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْرٖي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِؕ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ
“Ama insanlardan öyleleri de vardır ki, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için O’nun uğrunda canını, malını ve tüm varlığını seve seve fedâ eder. Allah da kullarına karşı çok şefkatlidir. Bu fedâkârca davranışı elbette ödüllendirecektir!” (Bakara/207)

“Allah firavuna dünya mülkünü verdi fakat dert vermedi. Zira dert dünya mülkünden kıymetlidir” der Hz. Mevlana, derdin önemini belirtirken. Yani insanın bir hedefinin, amacının olması çok önemlidir. Yüksek idealleri olmayan neye yarar ki? Ot gibi yaşamak insan olmak mıdır?

            Feridüddin Attar der ki; “dostum pazara git, kendine bir dert satın al! Bulamazsan gel, benden ödünç al!” Dikkat edin al bu derdi demiyor, git pazara bir dert satın al diyor. Şayet orada bulamazsan benden ödünç al diyor. Yine hibe etmiyor, geçici olarak ödünç olarak verebilirim diyor. Çok anlamlı değil mi? Çünkü derde onun da ihtiyacı var da ondan öyle diyor. Dert dünya mülkünden çok daha değerli.

            Firavun’da mülk vardı lakin dert yoktu. O hep tebasına mülküyle övünür dururdu:

“Firavun kavmine seslenerek şöyle dedi: “Ey milletim! Mısır’ın mülkiyeti benim değil mi? Şu ırmaklar ayaklarımın altında akmıyor mu? Bunları görmüyor musunuz? Ayrıca ben bu değersiz, neredeyse söylediğini anlatmaktan âciz adamdan daha iyi değil miyim? (O bir peygamber ise) kendisine altın bilezikler indirilse yahut dizi dizi melekler onunla birlikte gelseler ya!” (Zuhruf/51-53)

             Hz. Musa’yı da akabinde kötüledikten sonra, halkına koyun muamelesi yapardı. ,bir sonraki 54. ayet bunu işler:

“İşte Firavun, halkını aptal yerine koyarak onları böyle küçümsedi, onlar da koyun sürüsü gibi ona itaat ettiler. Çünkü onlar, zaten

yoldan çıkmış bir topluluktu.”

            Müslüman dertsiz, tasasız ve hedefsiz olamaz. Bir amacı olmalıdır. Sosyal olaylara, toplumun ve bireylerin sıkıntılarına, dünyanın herhangi bir yerinde bir Müslüman’ın ayağına diken batsa, bu olanlara asla bigane kalamaz. Bir insan dünyanın neresinde haksızlığa, adaletsizliğe uğrarsa bunu kendine dert edinir Müslüman. Tavrı dünyada kim ezilirse, mazlumların yanında yer almaktır. Emperyalizme sömürgeciliğe her zaman ve mekanda karşı çıkmaktır.

            Hz. Şems-i Tebrizi’nin; “yüzü dost özü düşmandan usandım. Dili mü’min, kalbi şeytandan usandım. Dostum, herkesin kahrı çekilir, ama ben davasız Müslümandan usandım” derken, tam olarak vurgulamaya çalıştığı da tam olarak derdi davası olmayan birinin Müslümanlığı sıkıntılıdır.

Şemsettin ÖZKAN

19.01.2024 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-suskunduvar.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.