SEN YANMASAN BEN YANMASAM BİZ YANMASAK KARANLIKLAR NASIL ÇIKAR AYDINLIĞA

(Toplumsal İlişkiler 1297)

يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ اِنَّٓا اَرْسَلْنَاكَ شَاهِداً وَمُبَشِّراً وَنَذٖيراًۙ
وَدَاعِياً اِلَى اللّٰهِ بِاِذْنِهٖ وَسِرَاجاً مُنٖيراً
“Ey peygamber, biz seni Kur’ân’ı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek bir önder, doğruları konuşan bir şâhit, rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirerek gönderdik.” (Ahzab/45)

“Seni, Allah’ın bilgisi, planı, iradesi dâhilinde, insanları Allah’a, Allah’ın yoluna davet eden, Allah’ın yolunu aydınlatan, gönülleri ısıtan bir güneş olarak gönderdik.” (Ahzab/46)

             Nazım Hikmet; “sen yanmasan, ben yanmasam, biz yanmasak, karanlıklar nasıl çıkar aydınlığa?” derken, kimse elini taşın altına koymayacaksa problemler nasıl çözülecek? Doğru olanlar, ya da bir başka ifadeyle davranışlarında dürüst olanlar ortaya çıkmayacaksa, bu aydınlanma nasıl olacak? Enikonu bunun özeleştirisini yapar. Sahi nasıl olacak?

         Hani bir öykü anlatırlar, Öykünün adı “Benim işim değil ki…”  Ve öykümüz Herkes, Birisi, Herhangi biri ve Hiç kimse adlı dört kişi hakkında.Yapılması gereken önemli bir iş vardı ve “Herkes,” “Birisi’nin” bu işi yapacağından emindi. Gerçi işi “Herhangi Biri” de yapabilirdi, ama “Hiç Kimse” yapmadı. “Birisi” buna çok kızdı, çünkü iş “Herkes’in” işiydi. “Herkes,” “Herhangi Biri’nin” bu işi yapabileceğini düşünüyordu ama “Hiç Kimse,” “Herkes’in” yapamayacağının farkında değildi. Sonuçta, “Herhangi Biri’nin” yapabileceği bir işi “Hiç Kimse” yapmadığı için “Herkes Birisi’ni” suçladı.

        Dikkat ederseniz o yanmıyor, bu yanmıyor, biz yanmıyoruz peki ortalık nasıl aydınlanacak? Meseleler nasıl çözülecek? Kimse çözümün bir parçası olmuyor? Ama problemlerin bir uzantısı olmakta pek mahirler.

        Karakter bozukluğu olan bireyler kendi sorunları için başkalarını eşlerini, çocuklarını, arkadaşlarını, ebeveynlerini, patronlarını ya da başka şeyleri kötü etkileri, okulları, hükümeti, ırkçılığı, cinsiyet ayrımını, toplumu, sistemi  suçlamaya devam ettikçe, o sorunlar sürecektir.

       Bu yaklaşımla hiçbir şey elde edilemez. Sorumluluklarını üstlerinden atarak kendilerini rahat hissedebilirler, ama onlar yaşamın sorunlarını çözmeyi bırakmış, ruhsal olarak gelişmeyi bırakmış ve toplum için ağır bir yük haline gelmişlerdir. Kendi acılarını topluma yüklemişlerdir. Altmışlı yıllarda moda olan ve Eldridge Cleaver’e atfedilen şu deyiş her zaman hepimiz için geçerlidir: “Eğer çözümün bir parçası değilsen, sorunun bir parçasısındır.”

Şemsettin ÖZKAN

14.01.2024 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-milliyet.com.tr

4-1000kitap.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.