VARLIĞINIZIN KIYMETİNİ BİLMEYENLERİ YOKLUĞUNUZLA TERBİYE EDİN

(Toplumsal İlişkiler 1242)

فَاَمَّا الْاِنْسَانُ اِذَا مَا ابْتَلٰيهُ رَبُّهُ فَاَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ فَيَقُولُ رَبّٖٓي اَكْرَمَنِؕ
وَاَمَّٓا اِذَا مَا ابْتَلٰيهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبّٖٓي اَهَانَنِۚ
“Fakat insanoğlu o kadar nankördür ki, Rabb’i ona güç, servet, sağlık ve benzeri nîmetler bahşederek kendisini imtihân edince, bunun gelip geçici bir zevkten ibaret olduğunu ve asıl ikramın âhirette verileceğini göz ardı ederek aptalca bir gurura kapılır ve Ben ne kıymetli bir kulmuşum ki, Rabb’im benibunca nîmetlerle onurlandırdı!” diyerek Rabb’ini unutur, sefahate dalıp gider.” (Fecr/15)
“Ama ne zaman ki, Allah verdiği nîmetlerin bir kısmını geri alıp rızkını daraltarak onu imtihân etse, hemen ümitsizliğe, yılgınlığa kapılır verenin de, alanın da Allah olduğunu, bu imtihân dünyasında nîmetlere şükrederek, sıkıntılara sabrederek Rabb’ine kulluğa devam ettiği takdirde çok daha büyük nîmetlere kavuşacağını düşünmez de, bunun ilâhî adâletsizlikten kaynaklandığını sanır ve büyük bir nankörlükle, “Rabb’im beni küçük düşürdü!” der.” (Fecr/16)

Yukarıda geçen ayetler insanın ne denli nankör, kadr-ü kıymet bilmeyen olduğunu ortaya koymuyor mu? Rabbine karşı böyle olan insan elbette kendi cinsinden olanlara da bu huyunu gösterecektir.  

           Hz. Mevlana; “varlığınızın kıymetini bilmeyenleri, yokluğunuzla terbiye edin” derken, bu konuda adeta destan yazan insanın, negatif yönünü gözler önüne serer. Böyle davrananlara ders vermek babından, onların arasından, bir süreliğine de olsa uzaklaşarak, iyi insanların yokluğuyla terbiye edilmesini önerir. Ta ki sizin kıymetinizin, değerinizin farkına varabilsinler.

          Ancak kadir kıymet bilmek karşılıklı olur. O bir lütuftur. Çünkü gönlünüzün ihtiyacı olan muhabbeti, karşıdan alıyorsunuz ve siz de ona muhabbet veriyorsunuz.

          Einstein´ın Başarı Formülü´nü hatırlamakta fayda var. Diyelim ki, “Başarı A olsun” der. O zaman A eşittir X artı Y artı Z. Bu denklemde X çalışmaya tekabül eder. Yani X eşittir emek. Y ise oyundur. Hayatı sevmek, sevilmek, kıymet bilmek. Ve “Z” der Einstein, “insanın dilini tutmasına denk gelir.” Dolayısıyla başarının formülü: Bol bol çalış, bol bol sev, bol bol oyna, aman dilini tut, kem söz etme kimse hakkında! Güzel formül! Dün olduğu gibi bugün de aynen geçerli.

Şemsettin ÖZKAN

20.11.2023 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-1000kitap.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir