ZAMAN DEĞİL DE İNSAN GEÇİYOR GİBİ EVVELA HEVESİ SONRA KENDİSİ

(Toplumsal İlişkiler 1241)

يَوْمَ يَدْعُوكُمْ فَتَسْتَجٖيبُونَ بِحَمْدِهٖ وَتَظُنُّونَ اِنْ لَبِثْتُمْ اِلَّا قَلٖيلاًࣖ
(Rabbiniz) Sizi (mahşere) çağıracağı gün, (mecburen) O’na övgüyle (ve saygıyla) icabet edecek ve (kabirlerinizde) pek az bir süre kaldığınızı zannedeceksiniz.” (İsra/52)

Kime ait olduğu yazmayan bir sosyal medya paylaşımında; “zaman değil de, insan geçiyor gibi, evvela hevesi, sonra da kendisi” denilmesi,  sürekli “zaman geçiyor, zaman” söylemine eleştiri getirilmesinden başka ne olabilir ki?

        Aslında geçip giden insanoğlunun ta kendisi değil mi? Onca üzerinde kavgaların edildiği, zulümlerin işlendiği, gelip giden şu kısa hayatımızın doğru dürüst muhasebesini kaçımız yapabiliyor ki? Kim daha sağlıklı değerlendirmeler yapıyor?

       Bu sorulara başını öne eğmeden “benim” cevabını verecek  içimizde o kadar az kişi var ki. Zaman konusunda aldanan insanın pür melali, Asr suresinde şöyle anlatılır:

      1- Asra yemin olsun ki, 2- İnsan mutlaka ziyandadır. 3- Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır. Bu sureyi en iyi analiz edenlerin başında da İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy geliyor. Manzum olarak bu sureyi şöyle açıklar:
Hâlikın nâ-mütenâhî adı var en başı «Hak»
Ne büyük şey kul için hakkı tutup kaldırmak
Hani ashâb-ı kirâm ayrılalım derlerken
Mutlaka sûre-i ve’l-asr’ı okurmuş bu neden?
Çünkü meknûn o büyük sûrede esrâr-ı felâh
Başta iman-ı hakîkî geliyor sonra salâh
Sonra hak sonra sebât: İşte kuzum insanlık
Dördü birleşti mi yoktur sana hüsrân artık.

         “Herşey zamanla telafi edilir de, geçip giden zaman hiçbir şeyle telafi edilemez” der Goethe. Telafisi mümkün değildir çünkü zamanın. Geçip giden de insanın ta kendisidir. Birgün herkes terkedilmiş bir eve benzer, dışı harabe içi hatıra dolu. Bir zamanlar o evde annen baban birileri vardı. Zaman içinde geçip gittiler işte. Şimdi anılarla dolu o eve dahi giremiyorsun.

İçin burkuluyor, onların hatıraları sende yeniden canlanıyor ama nafile onlar canlanmıyor. Ölüm bıçak gibi kesti hevesleri, sevdiklerimizi. İçimiz nedense hep bir “hoşçakal ülkesi.”

Şemsettin ÖZKAN

19.11.2023 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.