KÖR SAĞIRA ÇOK GÜZELSİN DEMİŞ NE KÖR ANLAMIŞ NE SAĞIR DİLSİZ DUYMUŞ KİMSEYE SÖYLEYEMEMİŞ

(Toplumsal İlişkiler 1209)

لَا يُحِبُّ اللّٰهُ الْجَهْرَ بِالسُّٓوءِ مِنَ الْقَوْلِ اِلَّا مَنْ ظُلِمَؕ وَكَانَ اللّٰهُ سَمٖيعاً عَلٖيماً
“Allah, çirkin ve kırıcı sözlerin konuşulmasını, hele bunların açıkça söylenmesini sevmez; ancak haksızlığa uğrayan kimse hariç. Çünkü zulüm ve haksızlıktan canı yananların, zâlimlere karşı feryat ile bedduâ etmeleri, hattâ aynen karşılıkta bulunmaları suç değildir. Ayrıca, insanların kusurunu, günahını açığa vuran ve normal şartlarda dedikodu sayılan bazı sözlerin de, bir kimsenin kötülüğünden sakındırmak veya bir şâhit olarak olayı anlatmak gibi meşru sebeplerle söylenmesi günah değildir. Unutmayın ki, Allah her şeyi işitendir, bilendir.
Bununla birlikte, sabredip efendice davranmanız, —zulmün devamına sebep olmadığı takdirde— elbette daha güzeldir:” (Nisa/148)

Her hâlükârda sadece söylediklerimizden değil, bazen sustuklarımızdan da sorumluyuz. Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır. Susulmaması gereken yerde susmak da, zulüm değil de, nedir?

               “Kör sağıra çok güzelsin, demiş. Ne kör anlamış, ne sağır. Dilsiz duymuş, kimseye söyleyememiş” sözünü de, bu minvalde değerlendirmek gerekir. Körün sağıra ‘çok güzelsin’ demesi, anlamadığı mevzularda boş lakırtı etmesinden öte, bir şey değil. Sosyal medya da sayısız kör, karşısındaki sağırlara, medhiyeler düzmekle meşgul. Niye? Çünkü görmedikleri gibi, bir de laf kalabalıklığı yaparak, çakma estetikçilik yapıyorlar. Herkes her şeyi çok iyi bildiğini sanıyor, hele hele internet dünyamıza girdiğinden bu yana bu hal tavan yaptı. Bu bir.

              İkincisine gelince; karşında yapılan onca zulmü, haksızlığı ve adaletsizliği görüyorsun, ama susuyorsun. Dilsiz bile olsan, işaret diliyle onu anlatmak zorundasın. Yeryüzünde haksızlıklar karşısında alimlerin susmaları olmasaydı, zulüm ve adaletsizlikler bu denli yayılmazdı. Kur’an’da başlarına yaptıkları bir kötülük, ya da zulümden ötürü felaket geldiği anlatılan toplumların tüm bireyleri mi, o kötülüğü işliyordu? Hayır, içlerinde iyiler de vardı. Lakin zulme karşı çıkmıyorlar, kötülüğü engellemede, kıllarını dahi kıpırdatmıyorlardı. Sessiz kalmayı yeğliyorlardı. Durum böyle olunca azap içlerinden sadece kötülere dokunmakla kalmayıp, iyilerde bundan paylarını aldı. Kurunun yanında yaş da yandı. Zira Allah’ın toplumsal yasalarında azap içlerinden sadece kötülere dokunmakla kalmayıp, o kötülüklere ses çıkarmayan iyilere de yansıdı.

Şemsettin ÖZKAN

18.10.2023 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.