BAZEN SÖYLEDİKLERİNİ ANLAYAN BİRİNE  DEĞİL SÖYLEYEMEDİKLERİNİ ANLAYAN BİRİNE  İHTİYAÇ DUYAR İNSAN

(Toplumsal İlişkiler 1196)

وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْرٖي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِؕ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ “(Ama) İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’ın rızasını ara(yıp kazan)mak amacıyla nefsini (hevâsını, dünyalık rahatını ve menfaatini) feda etmekte (zulme ve hıyanete karşı tek başına direnmekte ve her türlü baskı ve barbarlığa göğüs germekte)dir. Allah, kullarına karşı (Raûf) şefkat sahibidir. (Münafık ve menfaatçi tipler ise, dinlerini ve davalarını satıp dünyalık makam ve menfaat elde etmektedirler.)” (Bakara/207)

             Sosyal medya uygulamalarından birinde altında kime ait olduğu yazmayan “bazen söylediklerini anlayan birine değil söyleyemediklerini anlayan birine ihtiyaç duyar insan” sözü hayli dikkatimi çekmişti. Neydi bu? Söylediklerini anlayan değil de, ‘söyleyemediklerini anlayan.’

             Bazen her şeyi insan her yerde söyleyemiyor işte. Söyleyecek söylemesine de sanki önünde bir set var, takılıp kalıyor, geçemiyor o seti insan. Karşısında çekindiği biri ya da birileri var sanki. “Ne derler acaba?” gizemine tosluyor.

             Sıkıntı hep başkalarının o sözü söyleyince, sanki ona karşı bir tavır alacağı endişesinden kaynaklanıyor. Bu yüzden “söyleyemediklerini anlayan’ın hızır gibi yetişmesi çok revaçta görünüyor.

             Türkçemizde ‘duygulara tercüman olmak’ diye bir deyim var. İşte bu tabir “söyleyemediklerini anlayan” cümlesine en güzel örnektir.

              İnsanlar bazen söz ve mimikler olmadan, yalnızca bakışlardan karşısındakinin hislerini yakalayabilir. Gözler, bazen dilden daha iyi tercüman olur duygulara. Bazen de gözleri görmeyen bir görme engelli, meseleleri can kulağıyla dinleyerek hislerimize tercüman olabilirler. Söyleyemediğini anlayıp duygularına tercüman olduklarını görürsün. 

             Dini kavramsal, teorik ve pratik olarak ele alan tüm teorisyenler, derin duygu ve düşüncelere tercüman olmaktadır  aslında bir bakıma. Lakin tüm bunlara rağmen aralarında onlarında kötü ruhlu oryantalist dediğimiz karakterler, ya da dinin mensubu olduğu halde, dinin gereğini yapmayan ve tam zıt davranışlarla insanları dinden soğutanlar var. Veya dine girmesini engelleyenler var. Durum böyle olunca söylediklerimi anlayandan ziyade, söyleyemediklerimi anlayana ihtiyaç duymam çok normal değil mi?

Şemsettin ÖZKAN

05.10.2023 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir