BİZ DE GÜZEL GÜNLER GÖRDÜK AMA HEPSİ FRAGMAN GİBİYDİ

(Toplumsal İlişkiler 1152)

يُدَبِّرُ الْاَمْرَ مِنَ السَّمَٓاءِ اِلَى الْاَرْضِ ثُمَّ يَعْرُجُ اِلَيْهِ فٖي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُٓ اَلْفَ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ
“Göklerden yere kadar bütün mevcudatı O düzenleyip yönetir; ve sonunda tümü, sizin hesabınızla bin yıl [kadar] süren bir Gün’de [yargılanmak üzere] O’na yükselir.” (Secde/5)

Yine bir sosyal medya paylaşımında; “biz de güzel günler gördük, ama hepsi fragman gibiydi…” denilmesi, güzel olan her şeyin çarçabuk geçtiğine, ve bu dünyanın geçiciliğine zamanın göreceliliğine (izafiliğine) vurgu yapılıyor.

         Yukarıda geçen ayeti Muhammed Esed, “Kur’an Mesajı” adlı tefsirinde bu göreceli (izafi) duruma şöyle bir açıklık getirir:

        “Sizin hesabınızla bin yıl (kadar) süren” yani, Hesap Günü, yargılanacaklar için hiç bitmeyecekmiş gibi görünür. Eski Arap deyimlerinde “uzun” gün, acıklı ve üzüntülü geçen günler için, “kısa” gün ise mutlu günler için kullanılır (Merâğî XXI, 105).

          Kenan Cengiz; “zamanı sordum İbni Haldun’a; “bekle- yince yavaşlar” dedi “gecikince hızlanır üzülünce can yakar mutlu olunca kısalır acı çekince bitmek bilmez sıkılınca uzar.”

          Doğrusu izafiyet (zamanın göreceliği) teorisi bu kadar  sözlere dökülemezdi. Teorinin tanımını yapmaktan ziyade Mayıs 2022’de ziyaret ettiğim Kahramanmaraş Afşin’deki mağarada üçyüz küsur sene uyuyup yeniden uyanan ashab-ı kehf’in (mağara arkadaşlarının) hikayesi örneğiyle zamanın göreceliğini anlamaya çalışalım. Ayet şöyle buyuruyor: “Onlar mağaralarında 300 yıl kaldılar ve buna 9 sene daha kattılar.” (Kehf/25) Niçin acaba Cenab-ı Hak doğrudan doğruya 309 sene dememiştir de “300 yıl kaldılar ve buna 9 sene daha kattılar” buyurmuştur? İşte bu ifadede ki hikmet zamanın geçmesi ve modern ilmin gelişmesiyle ancak keşfedilebilmiştir. O da şudur: bilindiği gibi güneş yılı yaklaşık 365, ay yılı ise 355 gündür. Arada 10 günlük bir fark vardır. Bu demektir ki 33 sene de bir, ay yılı güneş yılına göre bir senelik fark yapmaktadır. Güneş yılı 33 iken, ay yılı 34. yılına girmektedir. Bu, yüz senede 3 sene, 300 senede ise 9 sene fark demektir. Kısacası güneş yılı 300 seneyse, ay yılı 309 senedir.

       İşte Kur’an’ın işaret ettiği bu sırrı ancak çağımızın insanları anlayabilmişlerdir. Ayet bize sadece bir olayı anlatmakla kalmamış, izafiyet teorisini ve güneş yılı ile ay yılı arasındaki farkı da göstermiştir.

       Maalesef güzel günler çok çabuk geçiyor, içimiz hep bir “hoşça kal ülkesi.” Kısa bir film fragmanı gibi şu hayatımız. Bir de bakmışsınız ki yolun sonu görünüyor.

Şemsettin ÖZKAN

22.08.2023 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-pixabay.com

4-suskunduvar.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir