GÖNÜL ALMAYI BİLMEYENE ÖMÜR EMANET EDİLMEZ

(Toplumsal İlişkiler 592)


وَاَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِهِمْؕ لَوْ اَنْفَقْتَ مَا فِي الْاَرْضِ جَمٖيعاً مَٓا اَلَّفْتَ بَيْنَ قُلُوبِهِمْ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ اَلَّفَ بَيْنَهُمْؕ اِنَّهُ عَزٖيزٌ حَكٖيمٌ
Ve tüm insanlığa örnek olacak muazzam bir toplumsal değişim gerçekleştirerek, yüzyıllar boyunca birbirlerini kırıp geçiren düşman kabîleleri bir anda din kardeşleri hâline getirip onların gönüllerini 
sevgi ile birbirine ısındırıp kaynaştırdı. Şâyet sen dünyalar kadar servet harcamış olsaydın bile, yine de onların kalplerini birleştiremezdin, fakat işte Allah, onları İslâm sancağı altında tek vücut hâlinde bir araya getirdi. Çünkü O, sonsuz kudret ve hikmet sahibidir.” (Enfal/63)

Gönül almak öyle her babayiğidin harcı değildir. Gönül almak yaygın kullanılan bir deyimdir. Üzülen ve kalbi kırılan bir kişiyi sevindirmek, mutlu etmek manasında kullanılır.
“Yarım elma gönül alma” atasözünde de, birini hoşnut etmek için yapılan şeylerde niyetin önemli olduğu anlatılır. Buna göre, alınan hediyenin ne kadar pahalı olduğu mühim değildir. Birini hatırlamak ve onu düşünmek her şeyden daha önemlidir. Elmanın yarısı bile birisini mutlu etmek için yeterli olabilir. ”Zeytin dalı uzatmak” da aynı anlama gelen ve yaygın kullanılan sözlerimizden biri. Bu sözle hatalarını düzeltmek isteyen insanların sarf ettiği çabaların takdir edilmesi ve desteklenmesi gerektiği anlatılır.

Hz. Mevlana; sanırım “gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez” derken evlenmek isteyen gençlere bu güzel tavsiyeyi yapar. Öyle değil midir dostlar, bir teselliyi bile birbirine çok gören eşler hayatın inişli çıkışlı yokuşlarına nasıl tırmanıp inecekler?

Eşler birbirlerine karşı anlayışlı olmalıdır. Eşler, evlilik birliğinin mutluluğunu el birliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar. Sevgili Peygamberimizin bu konuda o kadar çok tavsiyesi var ki, adeta kutlu elçi kadınları kocalarına emanet etmiş:

Kadınların haklarını yerine getirme husûsunda Allâh’tan korkunuz! Zîrâ siz onları Allâh’ın bir emâneti olarak aldınız.”

“Sizin en hayırlınız, ehline (eşine ve çocuklarına) en hayırlı olanınızdır. Ve ben de ehline karşı en hayırlı olanınızım.”

“Mü’minlerin îmân bakımından en olgunu ve en hayırlısı, hanımına karşı en hayırlı olanıdır.”

“Ey insanlar! Kadınlar hakkında Allâh’dan korkunuz! Sizin kadınlarınız üzerinde hakkınız vardır.”

“Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, onları dövmeyin, onlara çirkin demeyin, fenâ söz söylemeyin!”

“Kadınlarınızla iyi geçinin; eğer onlardan hoşlanmadı iseniz bile!..Olabilir ki bir şey, sizin hoşunuza gitmez de, Allâh onda bir çok hayır takdîr etmiş bulunur.”

“Kadınlar hakkında birbirinize hayır tavsiye ediniz!”

“Mü’min bir erkek, mü’min bir kadına kızıp darılmasın! Eğer onun bir huyundan hoşlanmazsa, öbüründen memnûn olabilir.”


“Allah sizden; kadınlara karşı iyi ve hayırlı olmanızı ister; çünkü onlar, sizin analarınız, kızlarınız veya teyzelerinizdir.”

“Sizin hayırlınız, eşine hayırlı olandır. Ben de eşime karşı sizin en hayırlınızın. Kadınlara ancak iyi insanlar iyi davranır; onlara karşı ancak kötü kişiler, ihanet eder.”

“Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür.”


“Hanımını döven, Allah’a ve Resûlüne asi olur. Kıyamette onun hasmı ben olurum.”

Şemsettin ÖZKAN

30.01.2022 GÜZELYALI

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-acigol.gov.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir