(Toplumsal İlişkiler 575)
وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَتَّخِذُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَنْدَاداً يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللّٰهِؕ وَالَّذٖينَ اٰمَنُٓوا اَشَدُّ حُباًّ لِلّٰهِؕ وَلَوْ يَرَى الَّذٖينَ ظَلَمُٓوا اِذْ يَرَوْنَ الْعَذَابَۙ اَنَّ الْقُوَّةَ لِلّٰهِ جَمٖيعاًۙ وَاَنَّ اللّٰهَ شَدٖيدُ الْعَذَابِ
“(Buna rağmen) İnsanlar içinde, Allah’tan başkasını (O’na) ’eş ve ortak’ tutanlar (ve bazı kulları tanrı gibi kutsayanlar) vardır ki, onlar (bunları), Allah’ı sever gibi sevmektedirler. (Halbuki) İman edenlerin ise Allah’a olan sevgileri (herkesten ve her şeyden)
daha kuvvetli ve şiddetlidir. (Başkalarına Allah’tan daha çok sevgi ve saygı göstermekle) O zulmedenler (insanları Allah’tan üstün gören ve İlahi kanunların uygulanmasını engelleyen zalimler), azaba uğrayacakları zaman, muhakkak bütün kuvvetin tümüyle Allah’ın olduğunu ve Allah’ın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi (ve düşünüp anlasalardı…)” (Bakara/165)
Evliyalar sultanı Hz. Mevlana Rabbine öylesine aşıktı ki, ölüm gününü bile Şebi Arus (düğün gecesi) ilan etmiştir. Şöyle der: “Ben aşık değilim sana benim aşkım Allah’a. Tamam seni de sevdim lakin Yaradan’ın hatırına.”
Aşkın kaynağı nedir? Onu yaratan kimdir? Aşkların temeli Erich Fromm’a göre de Tanrı sevgisidir. Bu sevgi ana kaynaktır. Bütün sevgiler bu kaynaktan beslenir. Asıl olan sevgi de budur.
Çok kolay aşkım, aşkım diyor insanoğlu. Öyle yağma yok. Aşk demek sarmaşık gibi her yeri sarıp çepeçevre kuşatan ve bulunduğu yeri işgal eden demektir. Kim böyle sarıp sarmalıyor? Sevdiğini her haliyle kabul ediyor? Ama Allah’a en zor anlarımızda hastalandığımızda, bir sıkıntımızda aklımıza getirip her daim O’nu anıyoruz. O’ndan yardım istiyor medet umuyoruz. Halbuki şifayı veren O olduğu gibi bizi hastalandıran da O değil miydi? Böyle olmasına rağmen yine O’na yöneliyor ve O’nu herşeyden çok seviyoruz. Çünkü gerçek aşkım denilmeye layık olan varlık sadece O da ondan.
İkinci konu Hz. Pir’in sözünün ikinci kısmında yer alan “…tamam seni de sevdim lakin Yaradan’ın hatırına”cümlesidir. Yunus Emre’nin şu sözleriyle aynı minvalde değerlendirmek gerekir:
Taptuğun
tapusunda kul olduk kapusunda
Yunus
miskin çiğ idik piştik elhamdülillah
Yaratılanı
severim yaratandan ötürü.
Yani
insanı sevmek Allah’ı sevmek anlamını taşır. Önemli olan
hatasıyla sevabıyla kusurlu olanları da seveceksin ki, onun da
Allah’ı olduğunu bileceksin. Yani hatalı kuldan hatasız
Yaradan’a varıp öğreneceksin. Şems-i Tebrizi’nin gönlü
geniş ruhu gezginlerin onaltıncı
kuralı
ne der:
“Kusursuzdur
ya Allah, O’nu sevmek kolaydır.
Zor
olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir.
Unutma
ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde bilebilir.
Demek
ki hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradan’dan ötürü yaradılanı
sevmeden, ne layıkıyla bilebilir, ne de layıkıyla sevebilirsin.”
Şemsettin ÖZKAN
13.01.2022 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com