(Toplumsal İlişkiler 386)
اِذْ جَٓاءَ رَبَّهُ بِقَلْبٍ سَل۪يمٍ
“Çünkü o, tertemiz bir kalple Rabb’ine yönelmişti.” (Saffat/84)
Sevgili Peygamberimizin şu sözü herkesin kulağına küpe olmalıdır doğrusu beni çok derinden etkiler; “incittiğiniz insanın ve kırdığınız gönlün bedduasından korkun.” Acaba kimleri kırdım, üzdüm diye? Başta yakınlarımdan başlayarak çarşıda pazarda yolda trafikte, iş çevremizde öğrenci ve öğretmenlerimizden daha hatırlayamadığım birçok insan ve hatta hayvan ve kopardığımız bir gülden bile hüzünlenirim. İçim yanar bir ateştir, maşuka duyduğum hasretten.
Gerçekten her biriyle helallik istemek gerektiğine inanırım. Bu yüzden olsa gerek eskilerin en ufak bir şeyde; “kardeşim hakkını helal et!” demeleri boşuna değildir. Herşey diğergamlık üzerine kurulu. Çünkü dünyada bir kişinin ahını almak hayatımızın, dünyamızın perişan olmasına neden olabilir. Rabbimizin şirk (O’na ortak koşma) dışında gazabına neden olabilecek hoşuna gitmeyen davranışlardan biri de bir insanı kırmaktır, üzmektir. Çünkü gönül kabesini yapan Allah’tır. Mekke’deki Kabe’yi yapan insandır, İbrahim ve İsmail Peygamberlerdir. Hangisi daha üstündür? Şüphesiz ki Allah’ın yaptığı gönül kabesi Daha üstündür. Yunus Emre ne güzel der:
Bir
kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş
iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Bir
gönülü yaptın ise
Er eteğin tuttun ise
Bir kez hayır
ettin ise
Binde bir ise az değil
Yol
odur ki doğru vara
Göz odur ki Hakk’ı göre
Er odur
alçakta dura
Yüceden bakan göz değil
Erden
sana nazar ola
İçin dışın pür nur ola
Beli
kurtulmuştan ola
Şol kişi kim gammaz değil
Yunus
bu sözleri çatar
Sanki balı yağa katar
Halka matahların
satar
Yükü gevherdir tuz değil
Şemsettin ÖZKAN
25.06.2021 GÜZELYALI
KAYNAKLAR
1-kuran.diyanet.gov.tr
2-kuranmeali.com
3-antoloji.com