ALLAH’IN ÇOK SEVDİĞİ BİR IRK YOK RAZI OLDUĞU KULLAR VAR

(Toplumsal İlişkiler 202)


يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَاُنْثٰى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوباً وَقَـبَٓائِلَ لِتَعَارَفُواۜ اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰيكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ عَل۪يمٌ خَب۪يرٌ
Ey insanlar! Gerçekten Biz sizibir erkekle bir kadından yarattık ve birbirinizle tanışıp rahat, huzur ve kardeşlik içinde bir hayatı yaşamak için iyilikte, güzellikte yarışasınız diye sizi ırklara, boylara ayırdık. Hepiniz Âdem ve Havvâ adındaki bir anne-babanın çocuklarısınız. Dolayısıyla, herhangi bir ırkın veya sınıfın diğerine üstünlüğü söz konusu olamaz. Gerçek şu ki, Allah katında en üstün, en değerli olanınız, takva bakımından en ileride olanınızdır. Irk, renk, zenginlik, güzellik, makâm, şöhret, güç gibi özellikler, İslâm’a göre asla üstünlük ölçüsü değildir. İlâhî değer ölçülerine göre en kıymetli, en saygıdeğer insan; ahlâkî erdemler bakımından en önde olan insandır. Ey insanlar! İyi-kötü, doğru-yanlış, güzel-çirkin, üstün-aşağı gibi bütün değer ölçülerinizi Allah’ın kitabından almalısınız! Çünkü Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdâr olandır.” (Hucurat/13)

Irkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine psikolojik bir hastalıktır,” der Malcom X. Irkçılık deyince insan ırklarının fiziki şekillerine göre, renklerine göre ve milletlerine göre yapılan her türlü ayrım akla gelmelidir ve insanlık suçu olduğu da asla unutulmamalıdır.

İslam’ın bu konudaki tutumu çok nettir. Asla ırkçılığa taviz vermez. Gerek Kur’an’da gerekse Peygamberimizin uygulamaları çok açıktır. Hucurat suresi’nin 13. ayetinde bu durum şöyle ifade edilir: “Ey insanlar! Bakın, Biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık, ve sizi kavimler ve kabileler haline getirdik ki birbirinizi tanıyabilesiniz. Şüphesiz, Allah katında en üstün olanınız, O’na karşı derin bir sorumluluk bilincine sahip olanınızdır. Allah her şeyi bilendir, her şeyden haberdar olandır.” Sevgili Peygamberimiz de ırkçılığa geçit vermemiştir.

Sahabenin büyüklerinden ve aynı zamanda Peygamberimiz’in müezzini olan Bilal-i Habeşi siyahî bir köleydi. Annesi de kendisi gibi siyahtı. Bir gün, yine ashabın büyüklerinden olan Ebû Zerr ile Bilal-i Habeşî arasında bir meselede görüş ayrılığı oluştu. Aralarındaki konuşma uzadı ve karşılıklı tartışmaya dönüştü. Tartışma sırasında  Ebû Zerr, Bilal-i Habeşi’ye; “Sen bu işlerden anlamazsın, ey siyah kadının oğlu!” diyerek ten rengini hedef alan, incitici ve yaralayıcı bir söz söyledi.

Bu sözden alınan Hz. Bilal, bunu Rasûlüllah’a haber verdi ve “Müslüman olduktan sonra hâlâ daha ırkımızdan dolayı suçlanacak mıyız yâ Rasûlallah?” diye sitem etti.

Peygamberimiz, Ebü Zerr’i çağırdı. Ona “Sen Bilal’e ten rengini hedef alan ırkçı bir söz söylemişsin, öyle mi?” diye sordu. Ebû Zerr, utancından Rasûlüllah’a cevap veremedi. Peygamberimiz (s.a.s.), “Demek, sende hâlâ İslamiyet’ten önceki kötü adetler var. İnsan hiç derisinin siyahlığından dolayı suçlanır mı? Önemli olan takvâ değil midir?”(Ahmed ibn-i Hanbel, V.158) diyerek onu uyardı.

Zaten yeterince pişman olan Ebû Zerr Peygamberimiz’in bu sözleriyle iyice kafasını kaldıramaz hale geldi. Doğruca Bilal-i Habeşi’nin evine gitti. Yüzünü kapının eşiğine koyarak “Ey Bilal, senin o mübarek siyah  ayağın bu kötü, kaba Ebû Zerr’in yüzüne basarak geçmedikçe ben bu eşikten kafamı kaldırmayacağım.”, dedi. Hz. Bilal, Ebû Zerr’i kaldırdı ve şöyle cevap verdi:

Kalk kardeşim. Bu yüz, basılmaya değil öpülmeye layıktır. Ben sana hakkımı helal ettim.” Onu kaldırdı ve gözlerinden öptü. Kucaklaştılar. Kalplerinde birbirlerine karşı bir şey kalmadı.

Modern bir çağda yaşıyoruz, geliştik ilerledik, dünya insan hakları gününü kutluyoruz, ama hala renklerinden, dinlerinden ve milletlerinden ötürü horlanan, hakir görülen, ikinci sınıf insan muamelesi görülenler var.

Hz. Ali efendimiz; “ey insanlar arasında geldiği ırkla övünen cahil, bütün insanlar bir anadan ve babadan gelmedir,” buyururken ırkçılığın başıboş, kof bir söylem olduğuna dikkat çeker.

Şemsettin ÖZKAN

22.12.2020 KONYA

KAYNAKLAR

1-kuran.diyanet.gov.tr

2-kuranmeali.com

3-ditib.de

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir